Tanrı'nın da işi zor!

Küçük bir çocuk Tanrı'ya mektup yazmış, şöyle diyor: "Sevgili Tanrım niye bu kadar çabalıyorsun, bırak insanları gözetlemeyi, ye iç keyfine bak." Gerçekten çocuk haklı, düşünün dünyanın nüfusu 7 milyara yaklaşıyor ve Tanrı tek tek insanları gözetmek, günah mı, sevap mı yapıyor deftere kaydetmek zorunda. Ayrıca cennetinde ve cehennemin de pek çok melek çalıştırıyor, bu da başka bir sorumluluk.Cennet ve cehennemBu arada Tanrım benden söylemesi kendini senin yerine koyan, kararlar alan yani senin sırtından geçinen pek çok eleman var ama bazıları da bazı sorular soruyorlar. Örneğin: Yemen'de, Sudan'da binlerce kadın-çocuk karnını doyurmak ve yaşamak için ekmek ve su peşinde. Onları gördükçe hiç mi canın acımıyor Ayrıca Tanrım senin dağlarında yetişen coca yaprağını laboratuvarlarda en yaygın, en pahalı uyuşturucu kokaine çeviren ve dünyayı bir uyuşturucu cehennemi haline getirenlerin ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını, deli paralarla sürekli partiler düzenlediklerini neden görmüyorsun Neden bu dünyada da onları cehennem ateşlerinde yakmıyorsun, uyuşturucu kullanan gencecik insanların ölümünü seyrederken hiç mi acı çekmiyorsun Bir de her felaketin senin tarafından insanları cezalandırmak için geldiğini söyleyenler var. Örneğin bizim buralarda gürül gürül akan sularına, inatla HES yapıp kurutanlar var. HES'i yapanlar dere kuruyunca, "Tanrı böyle istedi" diyorlar. Şu gözetlediğin dünyada su kadar kendi yolunu bulan hiçbir şey yoktur. Sanayi Devrimi'nden bu yana o kadar atık birikti ki sonunda dereler, nehirler kurumaya başladı. Kuruyan derelere gözetlediğin insanlar inatla ev yaptılar, cami bile yaptılar ama su yolunu bulur; kafası kızdı evleri, camileri önünde sürükledi. Ev ve cami yapanlar bunun senin işin olduğunu söylediler. Bu kadar da iftira atılmaz ki.Gelelim senin yarattığın dünyaya, yarattığın birbirinden şifalı otlara, meyvelere, sebzelere dadanan birileri var. Kendilerini senin yerine koyup otların, sebzelerin hatta hayvanların genleriyle oynayanlar. Sen de görüyorsun Tanrım, hormonlu yiyecekler nedeniyle ergenlikteki erkek çocukların memeleri büyüyor, hiç günahsız yeni doğmuş çocuklarda kalp hasalıkları oluyor, büyümeye başlayan çocuklar da sürekli dikkat dağınıklığı ve yerlerinde duramama hastası oluyorlar. Adı da var hiperaktif çocuklar. Düşünsene Tanrım bu çocuklara yatıştırıcı ilaçlar veriliyor. Daha altı yedi yaşlarındalar.Ama Tanrım en kötüsü dünyanın tüm nimetlerinden milyarları bulan insan nüfusunun sadece yüzde 12'si faydalanıyor. Gerisi vallahi de billahi de sürünüyor. Biliyorum diyeceksin ki "İnsanlar da akıllarını kullansınlar!" Haklısın ama bu senin cennet cehennem hikâyen öyle çok tekrarlanıyor ki sonunda insanlar bu dünyada biraz yaşayıp öbürüne geçmek için