Halkçı-Devrimci Seçenek

CHP, 1977 seçimlerinde oy oranını 1973 seçimlerine oranla 8 puan artırarak yüzde 41'e çıkarmıştı.Oy artışındaki neden tümüyle yürüttüğü siyasaya dayanıyordu. O yılları anımsıyoruz. Ülke 12 Mart faşizminden çıkmış ancak AP-MHP ve MSP ortaklığında "Milliyetçi Cephe" koalisyonlarının cenderesine girmişti. Toplumda yaratılan gerginlik sokaklara yansımış, her gün yaşanan çatışmalarda aydınlar, halk önderleri, gençler can verir olmuştu.CHP böylesine karanlık, kanlı ve sisli ortamda "halkçı, devrimci" olarak tanımlanan bir çizgi ile topluma "umut" olacağını duyuruyordu. Soyut, düşsel bir "umut" aşılamadan çok; programı, ilkeleri olan, çözüm yolları öneren bir umut hedefinin bayraktarlığını yapıyordu parti.CHP'nin kapıları, yaratılan bu heyecana dayalı olarak gençlere, kadınlara ve toplumun tüm canlı, etkin kesimlerine açılmıştı. Öğretmenler, işçiler, avukatlar, hekimler, teknik elemanlar, köylüler CHP'nin yarattığı coşkun havanın etkisiyle kendi demokratik kitle örgütlerini de ayağa kaldırmışlardı.CHP'nin oluşturduğu atmosferle halkçı, devrimci gençlik örgütleri kurulmuş, dergiler yayımlanmaya başlamış, ulusal basında partinin gelecek için bir umut olduğuna ilişkin genel bir kanı oluşmuştu.Böylece geniş halk yığınları, toptan bir umutlanma eylemliliğine evrilmiş ve bunun sonucunda CHP'nin 1977 seçim başarısı gelmişti.Sonrası, iç ve dış egemenlerin kurguladığı 12 Eylül cuntasına sürüklenen bir süreç, toplumdaki bilinçlenme ve umuda karşı geliştirilen karanlık, kirli olmanın ötesinde kanlı bir oyunun sergilenmesidir.Diyeceğimiz o ki yurttaşlar bugün sanıldığının tersine, "halkçı, devrimci", toplumu kucaklayan bir umut programına geçmişte çok olumlu yanıt vermiştir.Son seçimlerin sonuçlarının özellikle CHP tabanında büyük bir karamsarlık, düş kırıklığı, dahası küskünlük yarattığı gözlenmektedir.CHP, önümüzdeki yerel seçimlerde