Ailemizin Delegeleri

CHP il ve ilçe kongrelerinde seçilen delegelerin bir tür kast sistemi, aile bağları göz önüne alınarak belirlendiğini bu köşeden okurlarımızla paylaşmıştık.

Geçen hafta sonu yapılan Ankara il kongresi sonrası oluşan delege listesinin de aynı ölçütlere dayanarak oluşturulduğuna tanık olundu.

Ad anmadan listeden kimi örnekler verelim:

Kadın kolları yönetimi üyesinin kardeşi. Belediye meclisi grup başkanvekilinin oğlu. Belediye meclis üyelerinin yeğenleri ve eşleri. Milletvekillerinin amcaları, kardeşleri ve yeğenleri. Genel başkan yardımcısının oğulları, teyzeleri ve danışmanları. İl yönetimi üyesinin kayınbiraderleri ve babaları.

Diğer delegelerin çoğunluğu da çeşitli belediyelerin çalışanlarından oluştu.

Kökten CHP'liler çok iyi bilirler ki Atatürk, bir halk örgütlenmesi ile yürüttüğü Kurtuluş Savaşı sürerken 1921 Anayasası'nın özünü oluşturan "Halkçılık Bildirgesi"ni hazırlamış ve onun gereklerini yerine getirmişti. Zaferden hemen sonra da ulusun her sınıfından kendisine duyulan güvene layık olabilmek için halkçılık ilkesine dayanan bir halk partisi kurmak istediğini söylemiş, bunu da gerçekleştirmişti.

Kalıtsal bir hanedanlığa son veren CHP kurucularının halkçılık anlayışında soyun sopun, aşiretsel, dinsel, mezhepsel feodal bağların hiçbir değeri yoktu.

Kulluğu yıkan CHP kurucuları, kul hakkını değil; özgür, eşit, çağdaş yurttaşlık haklarını Cumhuriyetin temeli saymışlardı.

CHP, son seçimlerden sonra kendisine karşı oluşan yoğun güvensizlik, umutsuzluk, düş kırıklığı ve kırgınlık havasını kırmak istiyorsa eğer, kurucuların halkçı-devrimci çizgisini yeniden yakalamak zorundadır.

Bu da hiç kuşkusuz eş, dost, akraba, aşiret kayırmacılığı ile başa gelenlerle gerçekleşecek bir atılım değildir.

AY'A SERT İNECEKTİK...

2021 şubat ayıydı. Saray'daki AKP'li yeni bir oyalamaca ile yerde yenen haltlar görünmesin diye toplumu gökyüzüne baktırıp demişti ki: