Isı Yalıtımı

Maruz bırakıldığımız ahval ve şerait içinde yaptırım gücüne sahip olanları eleştirenlere, tenkit edenlere muhalif denir. Benimsenmeyen eylemler eleştirilir; daha iyisinin ve doğrusunun yapılabilmesi hususunda tenkit edilir, zarara uğramak söz konusuysa karşı çıkılır. Muhalifliğin üzerinde inikat edilmiş belli başlı şartları yoktur. Ama tenkit etmek, maruz kalınan muamelelerin mağduru olan yahut hâkim durumda görünenlerden farklı düşünen herkes için meşrudur. Meşruiyetini kişilerin can taşıma liyakatinden, hür iradeden, vicdandan alır. Muktedirler tarafından bahşedilmiş bir hak, herhangi bir yasayla tanımlanmış kanun değildir. Nihayet kimse hakkını, hukukunu korumak hususunda izne tabi tutulamaz. Kitleler, gerilimi yüksek mafya dizilerine, kaosu ve sözde itirafı bol mafya gerçeklerine, her yanından kir dökülen devlet-siyaset-mafya denklemlerine tav olup bir süre açlığını unutur. Sonra güç sahiplerinin vicdanları kadar kirli ilişkilerine bir tanım yetiştiremeyip kendi gerçeklerine döner. İyi insanların, inananların öncelikle o milletin boş tenceresiyle ilgilenmek, onu doldurmak gibi sorumlulukları vardır. Böyle bir mesuliyet elbette kendinden, çevresinden, yakın akrabasından, imtiyazlı yandaşlarından gayrı kimseyi düşünmeyen muktedirlere izafe edilemez. Açlıkla sınanan, işi ve aşı olmayan, yokluğa, çaresizliğe itilen insanlara hem de ahlaktan söz edip inançları vasıtasıyla sömürülüşlerinin imtihan olduğunu belleterek uyutmak ruhsuzluktur. Artık sayıları aşıp oranlarla ifade edilen intihar teşebbüsleri dahi inançsızlığa değil yoksunluğa yorulmalıdır. Aşırı uyanık olduğunu zanneden söz sahipleri, insanın bu bağlamdaki çıkmazlarını görmezden gelip tüm kötü şartları topluma izafe eder. İnananlar, yaşadıkları toplumda görülen olumsuz hallerin, bozuluşun, bozgunculuğun müsebbibinin dahi yönettiğini zanneden zevat olduğunu bilir. Bir yandan inatla, ısrarla, baskı ve tahakkümle kötüye yöneltilen insanlar sorumlu tutularak; hangi tehdit, hangi baskı, hangi menfaat yahut hangi tehlike söz konusu olursa olsun zalim ve zulüm düzeni aklanamaz. Ve her ne sebeple olursa olsun, zalimlere yanlamak için Allah'ın tertemiz ayetleri kullanılamaz. pushfn('ads'); Gaflet, dalalet, hıyanet kadar bariz şekilde zulmün hâkim olduğu bir coğrafyada gücü elinde bulunduranları, yaptırım hakkına sahip olanları eleştirmek yerine muhalifleri tenkit etmekse şeksiz şüphesiz ahlâksızlıktır. Böyle bir bakış açısı her ne kadar standart statükoculuk zümresinden görülse de gücün ve güçlünün hâkimiyetini korumak için yandaşların kullandığı dildir. Tüm olumsuzlukların esbabı, kısıtlanmış, üstüne yasaklar bindirilmiş, iletişim yöntemleri elinden alınmış ve öne sürdüğü her argüman güç tarafından boynuna dolanan muhalefete yüklenir. Böylece muktedirler hiçbir yolsuzluktan, haksızlıktan, usulsüzlükten sorumlu tutulmaz. Aksini iddia edip tenkide yeltenen hainlikle, terörle, örgüt üyeliğiyle suçlanır. Hatta bunlarla da kalmaz, bin türlü sövgüyü, hakareti, yaftayı göğsünde karşılar. Kimin ne yaşadığından zerrece haberi olmayan ve sipariş üstüne hazırlanan saçma sapan raporlarla bir kanaate sahip olanlar, insanların yaşadığı acıları, yoklukları, yoksullukları