Kara cahil, seri katil: Ozanyan... Gittiği yere ölüm götürdü

Antranik Ozanyan 1865 doğumlu bir Karahisar-ı Şarki çocuğudur.

Marangozdurlar iyi kazanırlar. O gün babası basit bir meseleden ötürü bir Türkle tartışır. Antranik nasıl bir kin besliyorsa gider adamı öldürür, İstanbul'a kaçar.

Görse ki İstanbul Ermenilerinin keyfi yerinde, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. İhtilal filan olmaz bunlarla!

Derken Hınçaklarla tanışır, bakarlar gözü kara, bir polis şefini öldürtürler ona. Henüz 17 yaşındadır daha. Cinayeti müteakip Batum'a geçer, orada kabzasına üçüncü çiziği atar, seriye bağlar âdeta.

Yıl 1885. Van'da Ermeni Partisi Armenegan kurulur. Köylüleri silahlandırır, çözümü şiddette arar.

Osmanlı, I. Sason İsyanı'nı bastırır, İran ve Rus sınırında tertibat alır.
Antranik kırk adamıyla, Aghibur Serop'un çetesine katılır. Örgüt içinde hızla yükselir, Serop ölünce liderliği üstlenir.

Avrupa Rusya arkalarındadır, silah ve mühimmattan tutun da iskambil kâğıdına.

Mahallî Taşnak Başkanı Hrayr'a göre fedai savaşı faydasızdır, Antranik ise aksini savunur. Osmanlı hükûmeti ile çalışanları kurşunlatır, teşkilata katılmayanlara tehdit yağdırır. Nitekim Hryar'ı da dağa çıkarır, adamın cesedi iner aşağıya.

KATİLİN YANINDA

Osmanlı takiptedir, Antranik'i Arak Manastırı'nda kıstırır. Lakin siviller vardır yanında. Rus Konsolosu derhâl Muş'a gelir, hadiseyi izlemeye başlar. İş dallanıp budaklanacaktır, müdahalede bulunulmaz. Antranik de fırsat bulur, kaçar.

Bitlis Valisi Hüsnü Bey ve Muş Komutanı Mehmed Ali Paşa ipinin çekilmesinden yanadır oysa.

Kürt beyi Beşir Halil, Abdülhamid Handan madalya almış bir vatanseverdir. Antranik evini basar, ailesinin önünde kafasını keser, madalyayı alır kendi göğsüne takar. O günden sonra adı "paşa"ya çıkar. Uzun süre Muş Alvarınç'ta saklanır, taarruza hazırlanır. Yabancı diplomatlar yine sahada. Osmanlı bu yüzden asker sevk etmez, asayişi jandarma ile sağlar.
Ve beklenen isyan patlar (1904 Nisan) bastırılır. Ermenilerin 700 kaybı vardır, Avrupalılar 7 bin diye rapor tutar.

Bilahare çeteler dağa çıkar, orada da barınamaz, Van Ahtamar yoluyla Kafkaslara kayarlar. Ada üzerindeki kilise (evet o turistik kilise) silah deposudur, teröristlere yuva.

Konsoloslar yine takiptedir Osmanlı silah kullanamaz.
Antranik şunu iyi anlar: Yabancı bir gücün desteği olmadan ihtilal yapılamaz.

KAFALAR KARIŞIK

Dünya Kongresi için Viyana'da toplanan Ermenilerin kimi demokratlara yanaşır kimi kızıllara.

II. Meşrutiyet'ten çok şey umar, mebus seçilirler hatta. 1912 Balkan isyanlarında yanımızda durur, teberru toplarlar. Bazıları da Bulgar ordusuna yazılır inadına.

Antranik 300 şakilik çetesiyle Edirne, Keşan, Tekirdağ, Şarköy, İpsala ve Malkara'da köyleri basar, halkı camilere doldurup yakar. Dedeağaç, Gümülcine, Demir Hisar, Petriç, Adrumidsa, Radoviç, İştib ve Koçana'nın işgalinde öncülük yapar.

Keyfi yerindedir, öldürülecek çok Türk vardır burada, kan döke döke Bulgar'ın önünü açar. Eşrafı meydanda infaz eder, malına parasına, karısına kızına el koyar.

Bulgar matbuatı övgüler yağdırır, Troçki bile makale yazar hakkında. Sofya cahil çeteciyi subay yapar, 600 frank maaş bağlar, göğsü galaksi gibi donanır madalyalarla.

Antranik Van'a dönünce Balkan komitacıları gibi teşkilatlanır, bombalı saldırılara başlar. Amerika Merkez Komitesi askerî mektep açsın diye hayli para yollar.

Cihan Harbinde Rus ordusuna katılır, doğduğu, doyduğu ülkeye karşı savaşır.

Amerikan Ermenileri, Asbarez gazetesi ile nefret aşılar: "Artık silahlar kınından çıksın! intikam, intikam, istisnasız intikam! Merhamet eden alçaktır!"

Ruslar Antranik sayesinde Van, Ahlat ve Bitlis'i kolay alırlar. Çeteler kan döker, köy yakar, işgal için zemin hazırlar.

CANİ BUNLAR

Ancak Van kıtaları komutanı General Nikolayev rahatsız olur, merkeze telgraf çeker: "Antranik ve adamları yağma peşinde, cinayet işlemekten zevk alıyorlar. Bunlarla yola çıkılmaz!"

Grand Duke Nikolayev de aynı kanaattedir, Ermeni çeteler dağıtılır.
Kaldı ki Çar'ın Ermenistan gibi bir derdi yoktur, o Rusya'yı büyütmeyi planlar.

Antranik tekrar Muş'a döner. Ortalık ıssızdır. Rus işgalini müteakip birkaç bin insan kalmıştır anca. Ermeniler 400-500 civarında.

Ardından Erzurum'a gelir. Üstünde general kıyafeti, göğsünde St. Vladimir ve St. George madalyaları vardır. Albay Morel'in yürüttüğü Erzurum Merkez Komutanlığını üzerine alır. Yaptığı ilk toplantıda asayişin sağlanacağını söylese de, katliama hız katar.

"Biz Antranik'in hükûmeti tarafından aranan bir şaki olduğunu bilmiyorduk. Üzerinde tuğgeneral üniforması vardı, muharip nişanları takmıştı. Kale komutanlığını ele aldı. Daha geldiği gün, Tepeköy'de yaş ve cins ayırılmadan siviller kırıldı. Bizim göremeyeceğimiz köylere saldırıp, Türkler ortadan kaldırdılar. Kışlada arama yaptırdım, hamama kilitlenmiş, 70'ten fazla Türk buldum, bitap ve perişandılar. Sonra binadan açılan ateşle civar evlerden insan vurulduğunu öğrendim. Zapta geçtim. Erzurum ve Erzincan'da ağaçlara bile saldırdılar, Osmanlı askerinin yaklaştığını duyunca paniklediler kaçtılar." bk. Yarbay Tverdohlebof - Gördüklerim Yaşadıklarım

KAÇIN TÜRKLER

Türk birlikleri Erzurum'a yaklaşınca Ermeniler firar eder, Antranik, Köprüköy'de kaçakları ikaz için makineli tüfek mevzileri kursa da mâni olamaz.

Antranik kaçarken bile kan döker Kınalı Karahaç civarında 7.060, Sarıkamış Karahamza Nahiyesinde 5.337 Müslüman kırar.

Kâzım Karabekir ve askerleri Erzurum sokaklarından 7.500 ceset toplar. Tek tek fotoğraflarını çekip İstanbul'a yollar, elçiliklere de dağıtırlar. Lakin ne hariciyeciler ne de haberciler alaka duyar. Çünkü Türkler Almanlarla birlikte savaşmayı seçmiş ve bu sonu hak etmişlerdir fazlasıyla(!)