Batı'nın anladığı lisan: Petrol tesirli silah!

Bilirsiniz Amerikalılar ellili altmışlı yıllarda büyük, ağır arabalar kullanırlar. Kasa gemi gibidir; kanat, kuyruk takarlar ayrıca. Koltukları kanepeye benzer, dolmuşçularımız bu yüzden onları seçer, arkayı dörtler.

Düşünün 3.500 cc'lik motorlar "fındık" diye anılır, umumiyetle 5,2, 5,7 ve 6,4 litrelik alametler satılır. Bugünkü motorlarla kıyaslarsanız bizimkilerden dört beş tane yatar kaputu altında.

Yakmaz mı peki

Yakmak ne kelime; içer, 100 kilometrede 20 litreye güler geçer.
Evet, rölantide fısır fısır fısıldayıp basınca güp güp vuran V8'ler keyiflidir ama depoyu indiriverir yarıya.

Gelgelelim Amerika'da benzin para değildir, Araplardan varilini takriben iki buçuk (2,59) dolardan alırlar. Maliyeti çıkarırsan beş on cent anca kalır adamlara.

Adamlara bile değil, petrolü işleyen Rothschild ve Rockefeller'a.

7 BACI 7 CADI

O günlerde Dünya Standart Oil'un avucundadır. Tröst görüntüsü vermemek için kendi içinde firmalara ayrılır ki "seven sisters" (yedi kız kardeş) derler onlara.

1- Standard Oil of California (SoCal)
2- Standart oil New Jersey (sonra Exxon, Esso ve Mobil olacak)
3- Texaco
4- Chevron
5- Gulf Oil
6- Royal Dutch Shell (İngiltere - Hollanda)
7- BP Anglo-Persian Oil Company (İran-Britanya)

Bu kızlar eli maşalıdırlar. Menfatine dokunursanız çıldırır, saldırır, yolarlar. Nitekim İran'da seçimle gelen ve halkını kayıran Başbakan Musaddık'a darbe yaptırır, ayağını kaydırırlar.

Birilerinin canı yanmış, ülke karışmış...

Umurlarında mı dünya

ÜÇ KURUŞA

Verdikleri para, para değildir, yetmez çakallık peşinde koşar, altına endeksli doları (Bretton Woods para sistemi 1 ons altın 35 dolar) dalgalanmaya bırakırlar. Niye Çünkü rezervde altın kalmamıştır, Nixon uyanığı karşılıksız para basacak, desteleyip desteleyip tokalayacaktır Araplara.
Bugüne kadar çok kül yutturmuştur, "Alın bir kazık daha!"

Gelgelelim Ahmet Zeki adlı bir Yemenli çıkar, tekerlerine çomak sokar. Amerika'da master yapmıştır, hinliklerin farkında.

Mısır, Ürdün ve Suriye "Altı Gün Savaşlarında" mağlubiyete uğrayınca (1967), İsrail, Batı desteği ile yayılır fütursuzca. Ne kadar katliam, o kadar toprak. Öldürür öldürür çalar, Filistinli sahipsizdir nasıl olsa.

Bahreyn, BAE, Cezayir, Irak, Katar, Kuveyt, Libya, Mısır, Arabistan, Suriye ve Tunus (dünyadaki petrol rezervlerinin yüzde 60'ına sahiptirler) Beyrut'ta bir araya gelir, OAPEC'i (Organization of Arab Petroleum Exporting Countries - Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Teşkilatı) kurarlar.

Sonra halkayı genişletir Venezuela, İran, Irak, Katar, Libya, Endonezya, Nijerya, Ekvador ve Gabon'u da alırlar aralarına. Adı OPEC olur ki piyasanın 85'ine imza atar.

İKİLE! SAĞDAN!

Derken Suriye, Mısır ve İsrail arasında Yom Kippur Savaşı patlar. Başkan Nixon açıkça siyonistlere omuz çıkar. Hollanda ise hava köprüsü için meydanlarını kullandırır pervasızca...

Arap petrollerinden kazandıkları paralarla vururlar Araplara!

Yedikleri kaba tükürür, nankörlük yaparlar.

- Hımmm demek öyle ha Yok size petrol bundan sonra!

Tam 50 sene evvel ambargo ilan edilir Batı'ya.

Bir yandan miktarı daraltır, bir yandan fiyatları kabartırlar. Mütegalibe önce tepki gösterir almaz, günlük 1,2 milyon varil satış,18 bine düşer hatta. Sonra paşa paşa gelir, girerler sıraya. Ahmed Zeki Yamani; "Ben dolar molar tanımam" der, "Zaten karşılığı kalmadı. Petrol altınla satılacak bundan sonra!"

Demek ki anladıkları lisan budur, Japonlar "Biz zaten Arapların yanındayız" mesajı yayınlar, fitnebaşı İngiliz "İnanın biz karışmadık" diye kıvırır yalvarırcasına.

PETRODOLARLAR

Zeki Yamani yaman adamdır, Batılılara ayar vermekle kalmaz, zam üstüne zam koyar. Petrolün varili 12 doları görür, fiyat dört kat arttığı hâlde satış azalmaz, kasaları petrodolarla dolar.

Bu parayla ARAMCO'yu devletleştirirler. Arabistan yollar köprülerle donanır, hava meydanları, limanlar...

O sene Amerika'da borsa çöker, zarar 100 milyar dolar. İş yerleri kapanır ve yapış yapış bir sükûnet çöker piyasaya.

Eğer Irak, Bahreyn ve Umman da ambargoya katılsa bak sen olaya.