Tevhidin omurgası, üç emir

Biz bugün dünyanın toz duman hale gelip alabora olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Dünya siyaseti, dünya ekonomisi ve hatta dünya güvenliği toz duman arasında belirsizlikler sergilemektedirler. Bunlar karma karışık iken daha etkin karmaşa dinî alanda yaşanmaktadır.. Dinî alandaki karmaşa ve ihtilaflar, her tür olumsuzluktan daha çok tahribat yapmaktadır. Dünya konjonktürünü görüp olanları değerlendiremeyecek kadar yetersizlerden din adına söz söyleyenler ne yaptıklarının farkına varamayacak kadar da gafildirler. Bu ifade hakaret anlamında alınmamalıdır. Çünkü bu inkârı, gayri kabil büyük bir vakı'adır. Bunu anlamak için çok önemli bir hakikati dile getirmeliyim. Başı gövdesinden koparılmış milletimiz, her şeye rağmen en azından iyi niyetini göstermektedir. Ancak milletimiz çok ihmale maruz kaldı. Şimdi de özellikle yeni yetme bazı diplomalı cahiller, cahil bırakılmış halkımızın duygu ve inançları ile âdeta oynamaya başladılar. Kafa karıştırıcılar türediler. Birileri, namazın beş vakit değil, üç vakit olduğunu ispata kalkışırken birileri de Kur'an'da devlet kavramı yoktur, diyecek kadar kendinin ne kadar yetersiz cahil olduğunu ortaya koymaktadırlar. Daha da yetersizi çıkıyor, Kur'an'da üç beş hüküm dışında hüküm yoktur deyip çılgınca müfteriler çukuruna yuvarlanıyor. Bunlar, yabancı mihraklardan "bozgunculuk sertifikası" aldıkları izlenimi veriyorlar. Bunlar meydanı boş bulunca şefaati, mi'racı inkâr ediyorlar. Birileri de çıkıyor "Kur'an bugün inseymiş muhteviyatı nasıl olurmuş" anlayış ve ifsadatı ile kitap yazıyor ve cahilliğini