Nesillerimizin perişanlığı ve âkıbeti

Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın. Dünyayı hem de ahireti isteyen yine ilme sarılsın." Rehberimiz sallallahu ve sellem böyle buyurdu.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine hatta tüm insanlığa böylesine yüksek hedef gösteriyor. Buna rağmen Müslümanlar âdeta "ölüm uykusuna" dalmış gibi kımıldama cesareti gösteremiyorlar. Kimliğimizi sürdürecek nesilleri yetiştirmek boynumuzun borcudur. Gençlerimiz amansız bir girdap içinde bocalamaktadırlar.

Ulemânın, sulehanın, şuhedânın, fukerâî sâbirinin, eğniyâî şakirinin, edep timsali annelerin nesilleri perişan oldular. Hızlı gidip raydan çıkan trenin paramparça olduğu gibi parçalandılar. Üniversitede tanışıp evlenmeye karar veren genç kız ve delikanlı resmi işlemlerini yaptırırlarken kardeş oldukları anlaşılıyor! Bu ve benzeri olaylar münferit değildir. Bu konuları işleyip reyting artıran programlar yaygındır.

Bu tür programları yapan televizyonlar, yıllardır aile bireylerini sırtlanlar gibi boğuşturuyorlar, gladyatörler gibi savaştırıyorlar. Yemek programlarında bile analar, kaynanalar ve gelinler arasında her tür insanî değeri sıfırlıyorlar. İnadına birbirlerine şiddet gösteriyorlar. Burada feministlerin duyması gereken bir gerçeği de göz ardı edip geçmeyelim. Israrla kadına şiddet uygulayan kocası, olursa kötüdür, cezalandırılır.

Amma kadın, kadına ya da başka erkek herhangi bir kadına şiddet uygularsa ödüllendirilmesini mi uygun görüyorsunuz Eğer kadını kocasının koynundan çalıp götür de onu ağır borca zorlarsa ve çocuklarını rezil, rüsvay ve perişan eden erkek olursa ona neden müdahaleniz olmuyor Bunca şiddet, sömürü ve aşağılığın yayıldığı bir ortamda hangi haktan ve hangi dürüstlükten bahsetmek söz konusu olabilir

Bugünkü sokakların çarpık ve kokuşmuş halini tasvire gerek yoktur. Ancak cehalete ve sahte özgürlüğe özendirilerek çok ucuza etlerini piyasaya süren aldatılmış bayanlar, kadınlık değerlerini ve insanlık itibarlarını kaybetmişlerdir. Üniversitelerden, orta öğretimden anaokullarına varıncaya kadar kara bulutlar yoğunlaşıp yayılmaktadır. Bu insanlar, çok yoğun ve tehlikeleri felakete dönüşen fırtınalardan korunmalıdırlar.

Ey iman edenler, gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi öyle bir ateşten koruyunuz ki onun yakıtı insan ve taştır. O ateşin üzerinde iri gövdeli, sert tabiatlı melekler vardır. Onlar Allah'ın kendilerine emrettiğine asla isyan etmezler. Herhangi bir görev verilirse mutlaka onu yaparlar. (Tahrim: 666)