Afet ve felaketlerin reçetesi

Afet ve felaketlerin reçetesi vardır. Hem de garantilidir. Çünkü ilâhîdir. Bütün insanlar buna inansalar da, inanmasalar da bu reçete gerçeği, değişmez hakikattir. İnanmayanlar, kendilerine muvakkaten verilmiş ömürleri süresince iddialarını sürdürürler. Kendilerini hayat sahibi yapan ilâhî enerji ruh çekilip alınınca bütün iddiaları çöker sahipsiz kalır. Fakat bu değişmez hakikat olan reçete sahipsiz kalmaz. Çünkü bu reçetenin teminatını veren "Hayyu'l Kayyûm" (kıvamında hayat sahibi olup ölmeyen) Allah Teâlâ'dır. Zaten inanmayanlar kendilerini ne kadar da haklı göstermek için zorlansalar da "Kayyûm ve Kaadîr Allah Teâlâ'nın" kanunları firesiz işlemektedir. İnancını kaybetmiş toplumun insanları her şeyi akıllarıyla çözmeye çalışmaları yetersiz algılama illetine tutulmuş olmalarından kaynaklamaktadır. Onun için bir meseleyi çözdüklerini varsaydıkları an, daha başka ve daha ağır problemlerle karşılaşıyorlar. Böylesi bir beşerî çırpınış sürekli bocalamaları üretiyor. Bu tür mücadeleler devam ettiği süreçte bir nesil birer birer ölür gider. Yeni gelen nesiller farkına varmadan köhne ve verimsiz mirası yüklenirler, uğraşır debelenir dururlar. Amma Allah hiçbir şeyde bocalamaz. Bu gerçeği de Rabbimiz açıkça bildirmektedir. "Allah'ın va'di budur. Allah, va'dinden asla dönmez. Fakat insanların çoğu bunu bilmez."(Rum:306) EvetAllah'ın va'di haktır değişmez. O halde güvene, huzura ve refaha muhtaç olan kulların kendilerine gelmeleri gerekecektir. Bu reçetenin birinci maddesi inanıp zulümden arınmaktır. Bunun hiç kaçamağı yoktur. Hep beraber hatırlayalım. Bugün dünyamız ağır ve korkunç sancılar çekmektedir. Nice afet ve felaket sinyalleri veren dünya, iklimi değişiyor. Daha nice felaket sebebi beraberinde çılgınca fiyat artışları durmadan kasırgalar gibi her değeri silip süpürüp götürüyor. Bunlara sebep olan zâlimler elbette cezalandırılacaklardır. De ki: "Ne düşünürsünüz, Allah'ın azabı