Sabahattin Ali'yi böyle fişlemişler

Aradan geçen 75 yıla rağmen üzerindeki sis perdesi halen kalkmamış ya da kaldırılmak istenmemiş bir cinayet.

Hem siyasi hem edebiyat tarihinin en trajik olaylarından, kara lekelerinden biri Sabahattin Ali'nin katledilmesi. 1948'de yurtdışına kaçmak için çıktığı yolculukta Istranca dağlarında kendisini Bulgaristan'a geçirmek için anlaştığı Ali Ertekin tarafından öldürüldüğü geçti resmi kayıtlara.

Sabahattin Ali cinayeti üzerine pek çok araştırma yapıldı, kitap yazıldı; tanıkların ifadelerine, mahkeme kayıtlarına dayanan... Ali Ertekin her ne kadar cinayeti üstlense de milli istihbaratla olan bağı nedeniyle cinayetin devletin bilgisi dahilinde işlendiği şüphesi hep dile getirildi.

Gazeteci-yazar Gökçer Tahincioğlu'nun kaleme aldığı 'Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm' kitabında yayımladığı belgeler bu şüpheyi daha da güçlendiriyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İLK KEZYAYIMLANIYOR

Tahincioğlu'nun kitabında yayımladığı Sabahattin Ali'nin fişlenme belgeleri ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

Sabahattin Ali'nin ölümünden hemen sonra hazırlanan, dava dosyasına bile girmeyen fişleme notlarına ulaşan Tahincioğlu tıpkı Nâzım Hikmet'te olduğu gibi Sabahattin Ali'nin de adım adım takip edildiğini, girip çıktığı yerlerdeki insanların da araştırılıp fişlendiğini, dönemin koşulları düşünüldüğünde, sadece İstanbul Emniyeti'nin değil, MİT'in, o dönemki ismiyle Millî Emniyet'in, Sabahattin Ali için seferber olduğunun anlaşıldığını söylüyor: "İstanbul Emniyeti, Sabahattin Ali'yi izliyordu ve fişliyordu elbette. Ancak bu fişler, bütün Türkiye çapında izlendiğini gösteriyor. Kamyon alıp Urfa'ya yaptığı ilk yolculuktan, mallarını taşıdığı kişilere, fişleme belgesindeki ifadeyle 'metreslerinden', kaldığı pansiyonlara kadar attığı her adımın...

Öylesine bir fişleme ki bu, dava bittikten yıllar sonra intihar eden kişinin bilgisi bile isminin üzerine not olarak düşülmüş. Sabahattin Ali öldürüldükten ve dava bittikten yıllar sonra... Ve öldürülmesinden yıllar önce buluştuğu kişiler, gittiği yerlerin sahipleri de belgede yer alıyor.

ÖLÜ KOMÜNİST

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Hazırlanan fişlerde Sabahattin Ali'nin ailesi ve görüştüğü kişilere konumlarına göre 'arkadaşı', 'görüştüğü kişi', 'kapıcı', 'teması var', 'avukat', 'komünist', 'artist', 'yazar' gibi notlar düşülmüş. Hatta 'metresi' diye fişlenenler de var. Sabahattin Ali'nin kendisi ise 'ölü komünist' diye sıfatlandırılmış.

Fişlenenler arasında Sabahattin Ali'nin kaçması için yardım eden Adalet Cimcoz, Mehmet Ali Cimcoz'un yanı sıra dönemin aydın ve yazarları Nâzım Hikmet, Necip Fazıl, Yusuf Ziya Ortaç, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Necati Cumalı, Cevat Şakir, Vâlâ Nureddin, Nihal Atsız, Falih Rıfkı Atay, Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Suat Derviş, Sabri Esat Siyavuşgil'in de alarında olduğu pek çok isim bulunuyor.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

BABAM GÜZELKADINLARI SEVERDİ

Gökçer Tahincioğlu'nun kurmaca ve gerçeği iç içe geçirerek anlattığı bir roman aslında 'Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm'. Sabahattin Ali cinayetini araştıran bir gazetecinin kendi yolculuğunu da konu alıyor. Kitabın Sabahattin Ali bölümleri tamamen gerçek belge ve bilgilere dayanıyor. Hatta romanın kahramanı olan yazar, elde ettiği bütün belgeler ışığında biz yazı dizisi hazırlayarak kitaba dahil ediyor.