ŞEYH SADİ ŞİRAZİDEN İBRETLİK HİKAYE....

Vezirlerden biri, Mısri zinnun Hazretler ile görüşmeye gitti. Birlikte otururlarken vezir dedi ki: '' Gece gündüz padişahın hizmetindeyim, işleriyle meşgulüm. Onun iyiliğini umuyorum. Fakat sonunda bana darılmasın dan korkuyorum. Bana himmet ediniz, dua da bulununuz.'' Zünnun ağlayarak dedi ki: '' Eğer senin hükümdar dan korktuğun kadar ben Allah'tan korksaydım, bugün Hak Teala'nın sıddık kullarından biri olurdum''. KIT'A: Eğer rahat ve mihnet (Cennet ve Cehennem) umudu olmasaydı dervişin ayağı göğe basardı. Vezir de padişahtan korktuğu kadar Allah'tan korksaydı, melek olurdu.'' HİKAYE: Padişahlardan biri suçu olmayan birinin nahak yere öldürülmesini emretti. Öldürülecek adam dedi ki; '' Ey Hükümdar! Bana karşı duyduğun bu öfke sebebiyle kendi kendine zulmetme''. Padişah, '' ne gibi diye sorunca: O zavallı şu cevabı verdi: '' Benim öldürülme işim bir saniyede olur biter. Fakat sen bunun günahını ebediyyen çekersin''. RUBAİ: Sahrayı okşayan, çölde esen rüzgar gibi bu hayat, bu varlıkta eser; geçer, gider. Acılık, tatlılık, hoşluk, iyilik, kötülük, güzellik ve çirkinlik hepsi geçer gider; bir şey kalmaz. Zalim bize bize zulmettiğini sandı. Halbuki bu zulüm bir anda geçer, gider ama, bu zulüm yükü zalimin boynunda ve omzunda ebediyen kalır. Padişah bu nasihatı faydalı buldu ve onun kanını dökmek ten vazgeçti. HİKAYE: Nuşirevan'ın vezirleri, huzurunda önemli yurt işlerinden birini görüşüyorlardı. Herkes kendi bilgi ve rivayetine göre bir fikir beyan ediyordu. Nuşirevan da düşüncesini açıkladı. Baş vezir Büzürcmihr de hükümdarın fikrine uydu ve ona katıldığını bildirdi. Toplantıdan sonra vezirler dışarıda Büzük Mehre dediler ki; Hükümdarın düşüncesinde ne meziyet ve üstünlük gördün de onu bunca akıllı, güngörmüş, değerli, bilgili ve tecrübe sahibi insanların reylerine tercih ettin