NASİHAT DİNLEMEYEN KİMSEYE KARŞI SUSMAK HAKKINDA BİR HİKAYE

Zalimin biri bir memlekete padişah olmuş. Onun devrinde halkın günleri gece gibi kararmış ve geceleyin de onun korkusundan uyku millete haram olmuş. Bütün gün onun yüzünden iyi insanların başı derde girer, geceleri ise ellerini kaldırıp ona beddua ederlerdi. Ahalinden bir grup , bir gün o zamanın şeyhine giderek o zalimin elinden ağlaya ağlaya şikayet ettiler ve: Ey mübarek şeyh! Şu padişahın yanına bir git de ona nasihat et ve Allah'tan kork de. Senden bunu rica ediyoruz dediler. Şeyh onlara dedi ki: Yazık değil mi bu mukaddes Allah adını onun yanında anmak O, buna layık mı Hocam! Bir kimseyi haktan ayrılmış görürsen onun yanında hak söz söyleme . Alçak adamlara ilimden, fenden bahsedilirse ilme, fenne yazık edilmiş olur. Onlara bu gibi şeyleri söylemek çorak araziye tohum ekmek gibidir. Hiç mahsul verir mi Bu gibilere nasihat etmek hiçbir fayda sağlamadıktan başka üstelik gücenir ve seni de incitir. Padişahım senin adetin hak yolundan gitmektir. Bu bakımdan senin huzurunda hakkı savunanın kalbi rahattır. Ey temiz düşünceli hükümdar! Sen Allah adamısın . Senin yanında hak söz söylenebilir. Yüzük taşındaki mührün bir hassası vardır. Sert taşa çıkmaz, fakat muma basılırsa çıkar. Bir zalimin benden incinmesi şaşılacak bir şey değildir. Çünkü o hırsızdır, ben ise bekçiyim. Sen