MERHUM ALİ ULVİ BEDİÜZZAMAN SAİD'İ NURSİ'NİN ÖNEMLİ HUSUSİYETİNİ ANLATIYOR

Üstad Bediüzzaman kainatta iki kitap biliyor. Birisi, Kur'anı Kerim diğeri kainat kitabı. Bu kitabın okunabilmesi için Kur'anı Kerimden çeşitli ayetler alıyor. Bu itibarla kainat bir ibadethane bir zikirhane, bir ilim marifet medresesi oluyor. Sular akarken Allahı zikrediyor, çiçekler, güller, laleler açarken Allahı Allah'ı tesbih ediyor. Bülbüller öterken Allah'ı tesbih ediyor. Her zerrede Allah'a giden bir yol olduğunu gösteriyor. Binaenaleyh kıyamete kadar ne insanın incelenmesi bitecek ....Ne de Nede kainatın etütü bitecek. Peygamber efendimiz sav şöyle buyurur: ''Rabbim bana emretti; susmam tefekkür için, konuşmam Allah'ı zikirdir, ilimdir, irfandır, kainata bakışım da ibret almak içindir. '' Bundan sonra bir de şu hadisi şerif vardır ki, Efendimiz sav hiçbir mucize göstermeseydi bu hadis mucize olarak yeterdi. ''Alimler peygamberlerin varisleridir''. Burada ümmetinin önüne öyle geniş bir ufuk açmış oluyor ki... Buna göre alim, basit bir insan değil!, peygamber varisidir.Binaenaleyh, peygamberlere varis olmak aşkıyla yola çıkan bir insan, peygamberi her hal ve hareketinden kendine örnek bilir. Peygamberimizi Cenabı Hak insanlığa rahmet olarak gönderdiği gibi ''Habibim senin ahlakın en yüce bir ahlakın en büyüğünü Ben sana verdim. Sen fevkalade muazzam bir ahlak üzeresin'' mealinde ayeti kerimeler vardır. Peygamber efendimiz de ahlakı hakkında şöyle buyurur: '' Ben herkes gibi insanların eğitiminden geçmedim. Beni Rabbim okuttu. Beni öğreten ve terbiye eden Allah'ım' dır. Terbiyem de en güzel şekildedir.'' Talebeleri niçin bu kadar fazla , çünkü Kur'anı kerimin mucizesini gösteriyor. Şurası da mühimdir ki, imanın üç esası vardır: ÜMİD: Üstad merhum, Kur'an'ı Kerimin ebedi bir kitap, ilahi