İÇKİ BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR

Dünya ve âhiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevî ve toplumsal huzursuzluklara yol açan başta içki, uyuşturucu ve kumar olmak üzere bütün zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır. Zararlı alışkanlıklar, bazen taklit, özenti ve kötü çevre, bazen de merak ve kişilik zafiyeti sebebiyle oluşmaktadır. Önemle belirtelim ki uyuşturucu ve sigara gibi maddelerin en belirgin özelliklerinden biri, az miktarda kullansalar bile zamanla bağımlılık yapmalarıdır. Alkol ve uyuşturucu batağına saplanmış kişilerin hemen hemen hepsinin zararlı alışkanlıklara bu şekilde başladıkları bilinmektedir. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır. EY iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allahı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz, değil mi" (Maide Suresi. 91.) Nice dost ve arkadaşlıklar içki ve kumar masalarında son bulmuş, düşmanlıklara dönüşmüştür. Atasözümüz ne kadar anlamalı. "Camiye gidenler sevişir, meyhaneye gidenler dövüşür" Sahabeden Hz. Ebu Büreyde (r.a.) anlatıyor. Birgün oturmuş içki içmeye başlamıştık. Ben bir ara kalktım Efendimiz (s.a.v) in huzuruna çıktım. Ve orada içkinin haram olduğunu bildiren Ayet-i Kerime'nin nazil olduğunu öğrendim. Derhal arkadaşlarımın yanına döndüm. İçki yasağını bildiren ayeti Artık siz bunlardan vazgeçtiniz değilmi Bölümüne kadar okudum. Elinde kadehi olanlar kadehleri attılar, Fıçının başında olanlar fıçıları küpleri devirdiler. Sokakları sel gibi içki aktı ve hep bir ağızdan vaz geçtik Yarabbi diyorlardı. İçki yasağı karşısında çok duyarlı hareket eden Sahabe efendilerimiz, bir anda teslimiyetlerini ispat etmişlerdi. Bugüne kadar içkinin lehinde tek kelime bile söylenmemiştir. Hz Osman (r.a.): içki insanı zillete düşürür. Mevlana: Meyhaneden sarhoş olan kimse yolunu şaşırdı, çocukların oyuncağı ve maskarası oldu. O balçık içine düşer ve her bir ahmak ona güler. Onun için Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor. "İçki bütün kötülüklerin anasıdır." (Nesei, Eşribe.) Bütün yetkililer, alkolün zararlarını dile getirmişlerdir. Bütün ahlaksızlıkların kökeninde, namus ve hayânın elden gidişinde içkinin olduğu bir gerçektir. Bir kadeh sonucunda namusunu yitiren kızların çığlıkları gazete sütunlarında yer almaktadır. Nice Varlıklı ve itibarlı kişilerin içkiye olan düşkünlükleri ve uyuşturucu alışkanlıkları, nedeniyle hem servetinden hemde itibarından çok çok kayıplar verdiği görülmektedir. Tembelliğin ve budalalığın başı içkidir. İçki aklı durgunlaştırır, düşünce sistemini bozar. Karar verme yetkisini ortadan kaldırır. İçki arapça'da (Hamr) diye bilinir. Anlamıda örtmek demektir. Çünkü aklı örttüğü, kafayı dumanladığı isminden de anlaşılıyor, eserinden de. Son ve gerçek din olan İslamiyet, içkiyi her çeşidi ile yasaklamıştır. İçki içilmesini, yapılmasını, taşınmasını ve içki yapılan imalathaneye üzüm satışını bile yasak kapsamına almıştır. İçki ve uyuşturucu maddelerle mücadele asırlardır devam etmektedir. Hz. İbni Mesud (r.a.) diyor ki. İçki içen bir adam öldüğü vakit onu normal olarak defnedin. Sonra beni bir ağaca bağlayıp asın. Ve hemen dönüp mezarı kazın. Eğer yüzü kıbleden çevrilmiş değil ise, beni asılı olarak ağaçta bırakın. İçki ayeti inince Hz Ali (r.a.) dedi ki: Bir kuyuya bir damla içki düşse sonra oraya bir minare yapılsa o minarede ezan okumazdım. Bir damla içki bir göle damlasu sonra o göl kuruyup yerinde çimen biterse orada koyunlarımı otlat mazdım. Abdullah İbni Ömer (r.a.) diyor ki. Bir parmağımı içkiye sokmuş