ABBASİ HALİFESİ MECNUN İLE CARİYESİNİN HİKAYESİ

Me'mun, halife olduğunda bir cariye satın aldı. Bu cariye ay parçası gibi, o kadar güzeldi. Yüzü sanki bir güneşti, endamı da aynen bir gül fidanına benziyordu. Yalnız bu kadar mı İşvesi ve cilvesi de akıllıların aklını başından alırdı. Ellerini aşıklarının kanına batırdığı için parmaklarının ucu innap renginde idi. Sofuları baştan çıkaran rastıklı kaşları güneşe mukabil gök kuşağı gibiydi. Gece, Me'mun onun vuslatına girmek istedi. Fakat o bebek gibi huri yavrusu Me'mun'un koynuna girmek istemedi. Me'mun hidddetinden ikizler burcu gibi onun başını ikiye ayrımak istedi. Cariye Me'mun'a dedi ki: İşte başım! Kes, at fakat benimle yatıp kalkma. Me'mun: Ben ne yaptım, seni incittim mi Benim nemi beğenmiyorsun diye sorunca, cariye şu karşılığı verdi; Beni öldürsen ve başımı yarsan yine de seninle yatamam. Çünkü ağzın kokuyor ve bu koku beni çok rahatsız ediyor, dayanamıyorum. Kılıç insani bir defa keser, öldürür; ok insana bir defa saplanır. Lakin ağız kokusu insanı her an öldürür. Halife bu sözlere çok kırıldı. Bütün gece bunu düşündü, çaresini aradı ve bu yüzden uyuyamadı. Sabahleyin her üllkenin tabiiyecilerini toplantıya çağırdı. Her biriyle çeşitli konuları görüştü. Bu arada kimseye sezdirmeyerek ağız kokusunu giderecek ilacı da öğrendi. onu kullandı ve ağız kokusu da geçti. İlk önce cariyenin sözüne kızan Me'mun, onun yüzünden tedavi ile ağız kokusundan kurtulduğu için memnun kaldı. Artık ağzı gül