Avrupa Şampiyonası elemeleri grup maçında Hırvatistan'a Bursa'da 2-0 yenildik. Ermenistan galibiyetinden sonra, aldığımız yenilgi doğal olarak teknik kadronun ve öncelikle teknik direktör Stefan Kuntz'un sorgulanmasına yol açtı. Muhteşem bir seyirci desteği vardı. Karşılaşmanın son anına kadar millileri desteklediler. Aslında maça iyi başladık. 20 dakika iyi bir oyun oynadık. Fırsatlar yakaladık. Cengiz'in, Kerem'in Orkun'un şutları ile umutlandık ancak rakip takım ilk yakaladığı pozisyonu golle sonuçlandırınca işler değişti. İlk yarının bitimine saniyeler kala yediğimiz ikinci gol, her şeyi bitirdi bir anlamda. Hırvatların güçlü bir takım olduğu gerçek. 3.5 milyonluk ülkenin dünya futbolunda önemli bir yeri var. Orta sahada oynayan 38 yaşındaki Modric sahanın yıldızıydı. Topu ayağına her aldığında, tehlike geliyor diyorsunuz. Harika paslar attı. Tecrübesini kalitesi ile birleştirmesi görülmeye değerdi. Modric'in yanında yer alan, Kovacic ve Brozovic orta sahada çok iyi paslar yaptılar. Topu kazandıklarında tehlikeli oldular. Bu tür bir takıma karşı, fazla diyebileceğimiz sayıda pozisyon bulduk. Yapamadığımız gol vuruşları maçın sonucunu da belirlemiş oldu. Karşılaşmanın çok zor geçeceğini biliyorduk. Teknik kadro bu bilinci tam olarak kavramış mıydı tartışılır. İkinci yarı daha vasat bir oyun vardı. Teknik direktör Kuntz, ilerleyen dakikalar da oyuna teknik bir hamle yapamadı. Hakan'ın sakatlanması takım adına şanssızlıktı. Bu oyuncunun yerine, daha iyi top kullanan bir oyuncu alınabilirdi. Arda bu görevi üstlenebilirdi. Oyuna geç alındı. Tıpkı Cenk'in çok geç sahaya çıkması gibi. Savunmada sorunlar yaşayan Ferdi'den