Rota Değiştirmeyen Siyasal Rehberlik!

Partiler; toplumun sevgi, saygı, yardımlaşma ve beraberliğini sağlamak için araçtır. Mutlu neticelerin oluşması yolunda gayret göstermek isteyenler için vesiledir. Bu bilince sahip olanlar sorunlara sadece siyasi, ekonomik ya da sosyal açıdan değil, bir bütün olarak bakarlar. Ve sürecin kendisinin sorunlu olduğu gerçeğiyle yüzleşirler. Böylece günü kurtarmanın ucuzluğu yerine ödenmekte olan ve yarın ödenecek bedelleri hafifletmeye yönelirler. Bahanelere Son Bugün ülkemizde bir kriz yaşanıyor ve sonrasında karşılaşılacaklar kestirilemiyor. Bu durumda kriz yönetimi için; hazırlıklı olma, gerçeklere dayalı bir yaklaşım ve tüm taraflarla etkili iletişim gerekir. Böylece yapılanların millet lehine olup olmadığını iktidara hatırlatmak, iktidarın bu haliyle devam etmesinin problemlerin artmasından başka bir şey sağlamayacağını göstermek kolaylaşır. Bu hazırlık her şeyden önce "alternatif yok" bahanesini bitirir. Sonrasında iktidarın yapmadığı şeyleri, yapamadığı şeyleri, dünya görüşü olarak yapması mümkün olmayan şeyleri ortaya koymak hızlanır. Alternatif ve müeyyide oluşturmaya yönelik gerekli hazırlık ve yönlendirmeler şekil alır. Kuşatma kuşatılır! pushfn('ads'); Herkes Farkında Ülkemizde yaşanmakta olan kriz, bilinci tetikliyor. Açlık sınırı 6 bin 017 TL ile mevcut asgari ücretin 1764 TL üzerinde gerçekleşiyor ve yoksulluk sınırı 19 bin 602 TL oluyorsa kaybedenin kimliğinin, renginin, statüsünün bir anlamı yok! Son 1 yılda benzine 239, motorine 258, sanayide doğalgaza 601, konutta doğalgaza 146 zam yapılmasıyla herkes her şeyin farkında! Bu farkındalık "insanımızın onuruna, şerefine ve saygınlığına uygun yaşam sürmesi için adaletin tesisi"ni yeniden gündem yapıyor. Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti bile 7 bin 836 TL'ye ulaşıyor, 4 kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gereken gıda harcaması 6.465 liraya yükseliyorsa; "uzlaşı" ve "birlikte yönetim" üzerine inşa edilecek siyaset elbette umut olacaktır. Bu durumda "ayrım gözetmeden herkesle iş birliği"nin önü açılıyor. Mahalle Tepkisi Yoksulluk sınırının 19 bin 602 liraya çıktığı bir ülkede bir memurun bile geçim endişesi taşıması kaçınılmazdır. Bu süreç, "iktidarın algı oyunlarına teslim olmayacak; karalama, iftira ve kınamalara takılmayacak" kitlenin artığına işaret ediyor. Emekli ve çalışanların maaşının 5 ayda 35 oranında eridiği, yılbaşında 5 bin 972 liraya yükseltilen en düşük dereceli memurun alım gücünün Mayıs sonu itibarıyla TÜİK enflasyonuyla 4 bin 403 liraya düştüğü bir ortamda mahalle baskısı, mahalle tepkisine dönüşüyor. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu iktidar zamanında kamunun faiz borcu, anapara borcunu geçtiği için artık bağcıyı dövmek yerine "üzüm yemek" planlanıyor. Bu süreç "uzlaşı" kültürünü geliştiriyor. Bankacılık sektörünün 1 yıl içinde kârlılığını 5 kat artırması, ormanda kimin kral olduğundan çok ormanın yandığını gösteriyor. Bu durumda "ittifakların partilerin kendi ideallerini gerçekleştirme zemini bulması için birer fırsat" olması mahallenin gerçek gündemi oluyor. pushfn('ads'); Kaybedeni Olmayan Bu gerçekler ortadayken "hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek" çözüm getirmez. Oylarını artırmak için içeride kimlik siyaseti gütmek, dışarıda ise seçmenlerin sadece duygularını kabartacak girişimlerde bulunmak