Pençe-Kilit'ten Osmanlıya

Ordumuz PKK terörünü yerinde yok etmek amacıyla Kuzey Irak'ta Pençe-Kilit adını verdiği yeni bir operasyon başlattı. Sarp dağların arasında yapılan operasyonun bu sefer terörün kökünü temelli olarak kazıması en büyük dileğimizdir. Ancak operasyon başlar başlamaz Kuzey Suriye'deki YPG terör örgütünün saldırıya geçmesi, Suriye'deki unsurlara karşı saldırılara cevap değil de kapsamlı bir süpürme harekâtıyla cevap verilmesi gerektiğini gösteriyor. Devletimiz güçlü. Hepsinin üstesinden gelecektir inşallah. Terörle mücadele bir yana, operasyonlar devam ederken Irak'tan ve Arap ülkelerini temsil eden Arap Liginden çıkan aykırı sesler oldukça rahatsız ediciydi. Diyorlar ki; Türkiye Irak'ın egemenliğine müdahale ediyor. Bunu Suriye'deki operasyonlar için de söylemişlerdi. Şu anda Irak ve Suriye'de otorite diye bir şey yok. Amerika'sından İran'ına kadar çok sayıda ülke bu ülkelerde varlık gösteriyor. Mevzu diğer ülkeler olunca hiçbir kınamada bulunmadılar. Ancak ne zaman ki Türkiye meşru müdafaa amacıyla operasyon yapar, birden sesleri çıkmaya başlar. Oysaki operasyonlar Birleşmiş Milletler'in 51. Maddesi ve Bağdat hükümeti ile yapılan protokollere dayanılarak yapılıyor. Hatta 1996'da Barzani hükümetiyle de yapılmış bir protokol var. Operasyona bizzat Bağdat izin veriyorsa Bağdat'ın kendisi nasıl olur da kınar, anlaşılır değil. Şu da var ki; Irak'ın egemenliğini ihlal eden birileri varsa o da terör örgütüdür. Bugün Kuzey Irak'ın hatırı sayılır bir bölümü PKK'nın elinde. Suriye'nin üçte biri ise müttefikimiz(!) Amerika'nın desteğiyle YPG'nin kontrolünde. Irak ve Suriye madem bağımsız ve egemen birer devletler, o zaman PKK ve YPG'ye bulundukları yerleri terk etmesini söylesin. Eğer terk ederlerse gerçekten egemenler. Ama çıkmayacaklarını kendileri de biliyorlar. Savaşsalar yine çıkaramayabilirler. En azından Irak'ın Kandil'deki PKK'yı çıkarması