Mülteci meselesinde tetikçiler ve azmettiriciler

Türkiye'ye gelen turist sayısının Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı yüzünden azalması bekleniyordu. Hatta bunun cari açığı artıracağını bilenlerin zil takıp oynamadığı kalmıştı. Ama sayı ilk 3 ayda yüzde 151 artınca birden Sultanahmet meydanında dolaşan Ortadoğulu turistleri göçmenmiş gibi gösteren videolar yayınlanmaya başladı. Belli ki birileri sezon sonunda hayal kırıklığı yaşamamak adına turizmi baltalama peşinde. Kendilerince haklılar da. Bu yıl turizmden 35 milyar dolar bekleniyordu. İstemezükçüler rakamın düşmesini beklerken rakamın 50 milyar dolara çıkma ihtimali doğdu. Hâlbuki artan petrol ve doğalgaz fiyatlarının sebep olduğu ekstra cari açık üzerinden ekonominin kötü yönetildiğini ballandırarak anlatıyorlardı. Ekonomide sorunlar elbette ki var ve fakat cari açık ekonomi politikaları yüzünden oluşmuyordu. Bu gelişmeye paralel bir şekilde, hükümet 1 milyon mülteciyi geri göndereceğini söyler söylemez faşist bazı müsvedde şahıs, grup ve partiler piyasaya kışkırtıcı bazı videolar sürdüler. Normalde hükümetin göçmenlere dair en büyük icraatının takdir toplaması beklenir. Ama mülteci karşıtlığı üzerinden siyasi kariyer yapmaya çalışan kökü dışarıda birileri buna müsaade etmiyor. Mantık diyor ki; devlet bunlara gereğini en sert şekilde yapsın. Türkiye'nin bir mültecigöçmen sorunu olduğu gerçek. Ancak konuya müdahil olan faşistler güruhu sorunu çözmeyi değil daha da büyütmeyi amaçlıyor. Buna kesinlikle müsaade edilmemeli. Ayrıca ilgili grupların kimlerle oturup kalktığı, kimlerden finansman sağladığı da araştırılmalıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi; seçimler yaklaştıkça mülteci sorunu büyütülmeye devam edilecektir. Muhtemeldir ki yabancılara saldırmaya çalışacaklardır. Ayrıca yabancıların kışkırtılıp çatışmaya çekilerek yabancılara saldırmak için zemin oluşturmaya çalışacaklardır. Devlet böyle bir ortamın oluşmasına engel olmanın ve 1 milyon mülteciyi geri göndermenin yanı sıra, ek olarak, Türkiye'yi bir mülteci kampına çevirmeye çalışan Avrupa ile yaptığı anlaşmaları da gözden geçirmelidir. Bu ülkede bulunan mültecilerin sorumluluğu sadece Türkiye'de değildir. AB ile yapılan geri iade anlaşmasının Türkiye'ye bir faydası olmadı. Ne vizeler kalktı, ne gümrük birliği anlaşması genişledi, ne de diğer taahhütler yerine getirildi. Bir anlaşmada geçen bir taahhüdü yerine getirmemek