İsveç'in terör sevgisi

İnsanoğlu mantığıyla hareket ettiği zaman doğruyu bulabilecek kapasitedir. Eğer yine de yanlışta ısrar ediyorsa ya yanıltılmıştır, ya doğruyu araştırma gereği duymamıştır veyahut doğruyu bile bile yanlış olanı yapıyordur. İsveç'in terör örgütlerine destek vermesine bu zaviyeden bakıldığında yanlış yolda olduğu görülebilir. Bugün PKK ve FETÖ mensubu veya sempatizanı binlerce kişi İsveç'te rahatça dolaşabiliyor ve Türkiye karşıtı eylemlere bilfiil veya maddi olarak katılabiliyor. Öte yandan, İsveç hükümeti Suriye'de YPG terör örgütünün kontrolünde olan bölgeye maddi ve askeri destek vermesinin yanı sıra örgüt temsilcilerini Stockholm'de ağırlayabiliyor. Bu tavırda iyi niyet bulmak mümkün değil. Bugün özerkliğini destekledikleri YPG'nin sözde bölgesi başka bir ülke toprakları üzerinde tek taraflı olarak ilan edildi. İsveç, her özerkliğini ilan eden gruba destek veriyorsa Katalonya bölgesinin özerkliğini de desteklemesi gerekmez mi Ya da Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığını... Hem özerklik ilan edenlerin kim olduğuna bakmak gerekmez mi YPG'nin PKK'nın Suriye şubesi olduğunu bilmiyor olamazlar. Bilmiyorlarsa YPG'nin kendisine sorsunlar. Mesela Ann Linde, ağırladığı İlham Ahmed'e sorabilirdi. O da muhtemelen bağımız yok demezdi. FETÖ için de durum aynı. Acaba bir ülkeden kaçan her firari zulümden mi kaçmış oluyor Mesela kaçan bir askerse, neden diğer askerlerin değil de onun kaçtığı sorulabilir. Eğer asker Türkiye'de zulüm göreceğim diyorsa, Türkiye'de gerçekten zulüm olup olmadığı büyükelçilikleri aracılığıyla araştırılabilir. Dahası, başka ülkelerdeki zulümden kaçan veya ekonomik nedenlerle göç edenlere nadiren oturum verilirken, bir örgütle bağlantılı olanlara kolaylık tanınması dikkat çekiyor. Doğrusu DEAŞ gibi terör örgütü mensuplarına karşı sert tavır alınıyor. Ancak bu durumda terör konusunda seçici davrandıkları ve kendilerine