Uhuvvet ve tesanütle fitne tuzaklarını bozmak

Türkiye'deki ilhaddinsizlik ve fitne odakları, iman ve Kur'ân hizmeti yapan ehl-i imanı, bilhassa Nur Talebelerini zayıflatıp etkisiz hale getirmek için var güçleriyle çalışmaktadırlar.Onların bu yolda kullandıkları en etkili bir metot; Kur'an hadimlerinin arasına fitne-fesat sokarak, onları kamplaştırıp birbirleriyle tokuşturarak güçlerini zayıflatmak ve hizmet yapamaz bir hale getirmektir. Zira Üstadın ifadesiyle "birbiriyle boğuşanlar müspet hareket edemezler" ve başarılı hizmet yapamazlar. Onlar, bu işi yaparlarken şeytanı bile hayrette bırakan nifak planlarıyla kiminin intikam hırsını, kiminin şöhret hissini, kiminin enaniyetini, kiminin ahmaklığını, kiminin dinsizliğini, hatta kiminin de taassubunu kullanarak gayelerine hizmet ettirmektedirler. (Sünuhat, 2007, s. 234) Onlar vazifelerini yaparken ehl-i iman, bilhassa Nur Talebelerinin vazifesi de; ihlâs, uhuvvet, tesanüt ve hizmette sebat ederek onların tuzaklarını bozmaktır. Onlar, geçmişte bu oyunları Üstad ve saff-ı evvel ağabeylere karşı uygulamışlardı. Ancak Üstad, ağabeyleri ihlâs, uhuvvet ve tesanütlerini bozmamaları yönünde ikaz ve irşat etmişti. Bu yüzden bu odaklar, o dönemde pek başarılı olamamışlardı. Odaklar, Üstadın vefatından sonra da Nur Talebelerin peşini bırakmadılar, 1960-70'lerde onların vahdetini bozmak için çok çalıştılar. Ancak o dönemde Merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey, derin ferasetiyle devreye girerek ve diğer ağabeylerle istişare ederek şahs-ı manevî içinde istişare sistemini kurmuş, Nur Talebelerinin tesanüt ve vahdetlerin bozulmasına meydan vermemişti. Odaklar, Nur Talebelerine en büyük darbeyi 1980 ihtilali akabinde darbeciler eliyle vurdular. O süreçte