Geçen günlerde Mustafa Okutan kardeşimizi ebediyet yolculuğuna uğurladık. Onunla 1970'lerin sonlarında Hatay'da, Adalet Partisinin Hür Genç (Hürriyetçi Gençlik) teşkilatında tanışmıştık.Aktif, atılgan ve dinamik bir gençti. Teşkilatın organizasyonlarına katılıyor, kendisine verilen vazifeleri severek yapıyordu. Biz o dönemde Hatay İmam hatip Lisesinde öğrenciydik. Bir grup arkadaşla Hür Genç teşkilatına devam ediyor, orada periyodik aralıklarla düzenlenen konferanslara iştirak ediyorduk. Konferans faaliyetlerinde onunla beraberdik. Sonra onu Risale-i Nur derslerine davet ettik ve arkadaşlarla tanıştırdık. İman derslerin cazibesi onu çekti ve derslere müdavim olmaya başladı. Mustafa Okutan kardeşimiz medenî, eğitimli, sosyal münasebetleri gayet iyi, arkadaş canlısı bir beyefendi, demokrat bir kişiydi. Uzun yıllar Hatay'da, kamu sektöründe bazı kurumlarda müdürlük yaptı ve oradan emekli oldu. Son anına kadar Yeni Asya ile irtibatını devam ettirdi, Yeni Asya gazetesinin sebatkâr bir okuyucusuydu. Üstada ve Risale-i Nur'a bağlılığını ve muhabbetini sık sık dile getirirdi. Hasta oluncaya kadar Nur derslerine devam etmişti. Bir hizmet için çağrıldığında koşardı. Cemaat olarak evinde çok dersler yapmıştık. İki mühendis oğlu işlerinden dolayı İstanbul'da ikamet etmeleri hasebiyle, onları ziyaret için İstanbul'a gelirdi. Her geldiğinde bizi arar, bulunduğu semte veya yakınında ders tertip edilip edilmediğini sorardı. Bir defasında kendisiyle sözleşerek birlikte Yeni Asya gazetesi binasında düzenlenen derse iştirak etmiştik. Mustafa kardeşimiz birkaç sene evvel malum hastalığa yakalanmıştı. Hatay'da ve İstanbul'da tedavi için çok