Din istismarına alan açmak

Dinî değerlere mesafeli bakan sol medyanın, suçun şahsîliği kuralını çiğneyerek, bir hocanın yaşadığı talihsiz, münferit bir olayı genelleştirerek, onun üzerinden bütün cemaatleri hedefe koyması aslında din istismarına alan açmakta ve bu alanları fırsata çevirmeye hazır iktidara dolaylı bir destek vermiş olmaktadır.Ufukta, Türkiye'yi her alanda krizlere sürükleyen tek adam rejiminden kurtulmak için çok önemli bir seçim fırsatı gözükmektedir. Millet İttifakının parlamento çoğunluğunu elde etmesi için, dindar camianın desteği çok önemlidir. Türkiye'de, takriben seçmen profilinin 70'ini sağ, 30'unu sol kesim oluşturduğu görülmüştür. Ülkemizde muhafazakâr çoğunluk, İslâm'ın gereklerini uygulamasalar da, onun değerlerine ve dinî cemaatlere yapılan hücumlardan ve onları yapanlardan rahatsız oldukları bir gerçektir. 20 yıldır AKP iktidarına destek vermiş olan bu kesimin önemli bir bölümü, hipnozdan kurtulup iktidarının sergilediği zulümlerin, kanunsuzların, yolsuzlukların farkına varıp onlardan desteğini çekmeye ve arayışa girmeye başlamış bulunmaktadır. Bu süreçte sol medyanın, bir olaydan yola çıkarak bütün cemaatlere hücum etmesi ve onlara karşı karalama kampanyaları açması, muhafazakâr camiayı rahatsız ve tedirgin etmektedir. Şüphesiz AKP ve lideri, açılan bu istismar alanlarını doldurmaya ve önümüzdeki seçimde kullanmaya hazırdır. O, kendisinden kopmaya başlayan dindar camiaya, seçim meydanlarında yüksek perdeden "Sakın ha, bizden desteğinizi çekmeyin" diyecekleri kuvvetle muhtemeldir. Millet İttifakı liderleri ve sözcüleri, seçimlerde pek oy potansiyelleri olmayan aşırı laik çevreleri ve Kemalistleri memnun eden mesajlar vermek