Bir şey yapmalı

İki hafta önce herkesin gündeminde olan mülteciler konusu unutulmuşsa benziyor. Muhalefetin, muhaliflerin ve muhalif geçinenlerin her zamanki hali. İktidarın yarattığı gündemin peşinde üç beş gün koşar sonra da iktidarın gündeme taşıyacağı yeni konuları beklemeye koyulurlar. Herkes her şeye alıştı ve alıştırıldı. Dünyada benzeri olmayan sefalet yaşam standartlarına da. Muhalefet ülkenin ve toplumun en stratejik konularında bile kararlılık ve süreklilik gösteremediği gibi bu konularla ilgili hiçbir adım atmıyor. Mülteciler konusunda olduğu gibi. Bunun farkında olan Cumhurbaşkanı Esad belki de muhalefetin elini güçlendirmek için kendisi bir adım attı. Perşembe günü açıklanan Af Yasası ile Esad "Devlete karşı terör saldırılarında bulunanlar dahil tutuklu, hükümlü ve kaçak olanların tümünü" affetti. Türkiye'yi ilgilendiren boyutuyla buradaki mülteciler kişisel olarak bir terör saldırısında bulunmamış ve kimseyi öldürmemişse bu aftan yararlanacak. Asker kaçakları dahil herkes konsolosluğa giderek kimseyi öldürmediğine dair yazılı bir beyanda bulunacak ve aftan yararlanmak istediğini söyleyecek. Hepsi bu kadar. Koğuşturma, soruşturma ya da dönme durumunda sorgulama ve hesap sorma olmayacak. Amaç toplumsal barışı yeniden tesis etmek. Türkiye'de söyleminde samimi olan herkese düşen görev bu konuda Esad'a yani Suriye devletine yani 11 yıldır acı çeken Suriye halkına yardım etmektir. Bunu yapmayanlar, yapamayanlar ya da herhangi bir nedenden dolayı çekinenler bir daha bu mülteci konusunu konuşma zahmetinde bulunmasın. Konuşmakla hiçbir yere varılmaz, Suriye sorunu çözülmez ve Türkiye'deki mülteciler ülkelerine dönmez ve dönemez. Bu konuyla ilgilenenler işlevsel tutum ve davranış göstermeli ve harekete geçmelidir. Sözüm meclisten dışarı amaharekete geçenler bile bazen kendi söylemleriyle çelişiyorlar. İçeride her şey ortada olduğu için dışarıdan iki örnek verelim. Biri günümüzden diğeri 20 yıl öncesinden. Tony Blair İngiliz İşçi Partisi'nin lideriydi. Yani "sol" söylemleriyle seçim kazanmıştı. Peki ne yaptı İngiliz medyasının deyimiyle ABD Başkanı Bush'un "fino köpeği" olarak davranmış ve Amerikalılarla birlikte hareket ederek Irak'ı işgal etmişti. Peki İngiliz seçmen ne yaptı Bir dönem daha Blair'i seçti sonra da İşçi Partisi'ne desteğini sürdürerek 2010'a yani 'Arap Baharı'na kadar iktidarda tuttu. Sonrasında Muhafazakar Parti üç dönemdir iktidarını koruyor ve İşçi Partisi'nin halk desteği giderek azalıyor. Ders alan yok. Başka bir örnek. Almanya'da Eylül'de yapılan seçimlerde Yeşiller Partisi oy oranını 4 yıl önceki seçimlere göre 5.8 puan artırarak 14.8 ile üçüncü olmuş ve 118 sandalye kazanmıştı. Bu gücüyle Parti;Sosyal Demokratların kurduğu