Yabancıların KKTC'den mülk edinmeleri kontrol altına alınmalı

Kurulduğu 1948'den beri Filistin'i adım adım işgal eden, en son 7 Ekim'de başlayan çatışmaları fırsat bilerek, Gazze'de masum Filistinlilere yönelik katliamlarını artıran İsrail'in, uzunca bir süreden beri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde sinsice toprak topladığı iddiası son günlerde KKTC ve Türkiye gündeminde tartışılmaya başlandı. Geçtiğimiz günlerde konuyu gündeme getiren Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve TÜRK DEGS Başkanı Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, İsrailliler ve Rumların hülle yöntemiyle, İngilizler ve KKTC'deki firmalar vasıtasıyla KKTC'de birtakım araziler aldığının uzun zamandır bilindiğini, stratejik bölgeler dâhil olmak üzere, örneğin Türk Deniz Kuvvetlerinin deniz üssü inşa edeceği İskele-Boğaz bölgesinde tahsis edilmiş arazinin hemen yanı başında, yani askerî güvenlik bölgesi sınırı bile tanımaksızın arazilerin yabancılara doğrudan ya da dolaylı olarak satıldığını bildirdi. İsrail vatandaşlarının KKTC'de mülkler almaları yoluyla bölgede topraklarını şu veya bu şekilde büyütmeyi hedeflemiş olabileceklerinin muhtemel olduğunu dikkate getiren Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, İsrail'in, 2003 yılından bu yana KKTC'de 2 bine yakın şirket ile 25 bin dönüm civarında toprak satın aldığının tespit edildiğini açıkladı. Amiral Yaycı, bu durumun üç önemli tehlikesini şu şekilde sıraladı:

1.KKTC'nin arazileri Türklerin elinden yüksek fiyatlar teklif edilerek ya doğrudan ya da dolaylı olarak alınıyor. Böylece araziler yoluyla kontrol yabancıların eline geçiyor. 2. Çok dikkat çekici bir şekilde KKTC'nin tarıma elverişli en verimli arazileri alınıyor. Yani KKTC kendi kendini besleyemez duruma düşebilir. 3. KKTC'deki askerî tesislerin etrafındaki askerî güvenlik bölgelerinin yakınlarındaki araziler hiçbir kısıtlama olmaksızın ve sınır gözetmeksizin yabancılara ya da yabancıların yerli aracıları olan vekillerine satılıyor. Bu da ciddi güvenlik tehlikesi oluşturuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı 2024 Mali Yılı Bütçesi'nin Komisyon görüşmeleri sırasında Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, KKTC'de on binlerce dönüm arazinin İsrail ile ilişkili aracılar tarafından satın alındığı iddiası soruldu. CHP Antalya Milletvekili Av. Cavit Arı, Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada; son günlerde Kıbrıs'ta yabancılara taşınmaz satışından bahsedildiğini, Kıbrıs'ın yüzde 25'inin İsraillilere satıldığına dair iddiaların ortaya atıldığını söyleyerek, bu iddiaların doğru olup olmadığını sordu. Bakan Fidan, "Bu iddialara biz bakıyoruz, bir önceki görevimden itibaren de baktığımız bir konuydu bu" diyerek, iddiaların MİT'in de takibinde olduğunu ifade etti. Fidan, konuyla ilgili şunları söyledi: "2000 yılından bu yana İsrail vatandaşları tarafından yapılmış toplam 200 küsur emlak alım başvurusuyla tüm ülkeler arasında İsrail vatandaşları 12. sırada. Sadece son beş yılda KKTC'de emlak alım başvurusu toplamda 15 bin, yani İsrail değil başka ülkelerden. 2000'den bu yana İngiltere birinci sıradaymış, son beş yılda da İran birinci sıraya geçmiş. KKTC'de üçüncü ülke vatandaşlarına taşınmaz mal satışları biliyorsunuz Bakanlar Kurulu onayına bağlı olarak yapılabiliyor veya kiralanabiliyor. Biz Kıbrıs'ı bağımsız bir devlet olarak ve egemen bir devlet olarak tanıdığımız için Kıbrıs yetkilileri nezdinde bu endişelerimizi gündeme getiriyoruz."

Yabancıların mal edinmesi konusu KKTC Cumhuriyet Meclisi'nde de gündeme geldi. İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, yabancıların mal alımı ve emlakçılarla ilgili iki yasa tasarısının hazırlanmakta olduğunu belirtti. Ülkenin geleceğini düşünmek zorunda olduklarını söyleyen Oğuz, yabancıların mal alımı ile ilgili belli kısıtlamalara gidileceğini kaydetti. Oğuz, sözleşmelerin sayılarının son 5 yılda arttığını, yabancılara mal izni için 14607 Bakanlar Kurulu kararı çıktığını, bunlardan 5375'inin tapuya gittiğini söyledi. Satılan malların tapuya kaydedilmemesinin ayrı bir sorun olduğunu ifade eden Oğuz,