Rum tarafı ve BM ile her türlü diyalog kesilmelidir

Anavatan Türkiye'deki 11 ili etkileyen depremlerden canını zor kurtaran, sevdiklerini, eşini-dostunu-malını-mülkünü-işini-gücünü kaybederek, içine düştükleri olumsuz şartlar nedeniyle KKTC'ye gelen kardeşlerimizin sayısı üzerinde başlatılan gereksiz tartışmalar süredursun, gelen kardeşlerimiz arasında isteyenlerin kalıcı olarak KKTC'de yeni bir yaşam kurmaları sağlanmalı, bu durumda olanlarla ilgili gerekli yasal düzenleme hemen yapılmalıdır. 15 Temmuz 1974'te Yunan Cunta destekli faşist Rum darbesi sonrasında bir gecede tüm varlığını yitirmiş, göçmenliği yaşamak zorunda kalmış bir ailenin bireyi olarak depremzedelerin neler çektiklerini çok iyi anlıyor ve acılarını paylaşıyorum. KKTC'nin yeni vatan olarak kapılarını bu kardeşlerimize açması tüm olanaklarını seferber etmesi görevimiz ve ahde vefadır. İsteyen depremzede kardeşlerimizin KKTC'de kalıcı iskanı sağlanmalıdır. Kıbrıs Türk Dayanışma Konseyi'nin hükümetle yaptığı protokol çerçevesinde Türkiye'deki depremzedelere 1000 konteynerden oluşan Kıbrıs Türk Şampiyon Melekler Köyü benzeri bir proje KKTC'de de inşa edilmeli; ülkemize gelip hayatlarının kalanına burada devam etmek isteyen kardeşlerimize barınma dahil her türlü kalıcı imkan sağlanırken, bu zor günleri dayanışma içerisinde kenetlenerek birlikte aşacağımıza kimsenin şüphesi olmamalıdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) Başkanlığına seçilen Rum lider Nikos Hristodulidis'in daha yemin edip göreve başlamadan, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin(BMGS) Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart'ın mahareti ile alelacele KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesinin sebeplerini geçtiğimiz hafta paylaşmıştım. Cumhurbaşkanı Tatar'ın anavatan Türkiye'nin de desteklediği iki devlete dayalı siyasetini faşist Enosisçi Hristodulidis'e aktarmak, KKTC'nin egemen eşitliğinin tanınması siyasetinden geri adımın söz konusu olmadığını ve müzakerelerin ancak ve ancak devletimizin eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi sonrası başlayacağını bildirmek maksadıyla katıldığı buluşmanın GKRY-BM ikilisinin tezgahı olduğu, yeni bir oyunun parçası olduğunun deşifre olması gündemdeki yerini koruyor. Söz konusu buluşmanın, müzakerelerin başlayacağı algısı yaratmak ve anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tanınma çağrısını baltalamak üzere, BM-GKRY şer işbirliği çerçevesinde hazırlanmış bir komplo olduğu konusunda İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu TBMM'de yaptığı konuşmayla, duayen emekli büyükelçi Tugay Uluçevik ise Twitter hesabından yaptığı yorumlarla eleştirdiler ve uyardılar İYİ Parti İstanbul milletvekili Nuhoğlu TBMM'nin son oturumunda söz alarak depremin ağır gündemiyle meşgul olurken Kıbrıs'ta bu durumu fırsat bilenlerin var olduğuna dikkat çekti. Tarihe not düşülmesi açısından Nuhoğlu'nun Meclis'te yaptığı konuşmasını aynen aktarıyorum: "Birleşmiş Milletler özel temsilcisinin Sayın Ersin Tatar ile henüz göreve başlamamış olan Rum yönetiminin yeni liderini buluşturulduğunu öğrendik. Kıbrıs'ı federal çözüm çerçevesinde yeniden birleştirme algısı yaratmak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni uluslararası camiada yalnızlaştırmak için acele edilmektedir. Rumların lideri, seçildiği gece adanın yeniden birleşmesini istediğini tüm Kıbrıslıların cumhurbaşkanı olacağını ve müzakereyi yeniden başlatmak istediğini açıklamıştı. Böyle sinsi oyunlara geçit verilemez. Dışişleri Bakanlığını uyarıyoruz: şartlar ne olursa