KKTC'nin tanınmasını kimse engelleyemez...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de,Yunanistan'ın ise Ege'de gerginlik yaratan tahriklerinin ana sebeplerinden bir tanesi, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Kıbrıs Türk halkı ve Anavatan Türkiye'den destek alan egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm önerisini gündemden düşürmek ve birçok merkezde hazmedilmeye başlanan yeni siyasetimizin yayılmasını önlemektir. Özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz, Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri'nin bir gecede Rusya tarafından tanınması ve Rus Dışişleri Bakanı Lavrov yanında birçok üst düzey Rus ve Çinli siyasetçinin KKTC adını zikretmeye başlamaları Rum-Yunan ikilisi ve bunların destekçileri Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği'nde(AB) paniğe neden oldu. GKRY Başkanı Anastasiadis'in her sıkıştığında temcit pilavı gibi ortaya attığı Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ), Maraş'ın Birleşmiş Milletler idaresinde eski sakinlerine iadesi, Ercan Hava Limanı'nın yine Birleşmiş Milletler(BM) kontrolüne verilmesi, bu bağlamda sözde 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin' kontrolünde tek FIR hattının kullanılması, Gazi Mağusa Limanı'nın AB kontrolüne verilmesi gibi öneriler her türlü samimiyetten uzak olup sadece ve sadece yeni siyasetimizi gölgelemek ve uluslararası kamuoyunun kafasını karıştırmak üzere gündeme getirildi. Yunanistan Başbakanı Miçotakis ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmada Rum-Yunan ikilisinin en büyük korkusunu ortaya koydu ve "kimse Kıbrıs'ta asla iki devletli çözümü kabul edemez; etmeyecek de" diye feveran etti. Miçotakis aynı konuşmada Anavatan Türkiye'yi de saldırganlıkla ve yayılmacı siyaset yürütmekle suçlamaya kalkıştı. Anastasiadis gündemi saptırmak adına çeşitli merkezlere Türkiye ve KKTC yönetimlerini şikayet eden mektuplar gönderdi. Anastasiadis'in, üstüne hiç vazife olmayan ve kendisini hiç ilgilendirmeyen Türkiye ile KKTC arasındaki ekonomik işbirliği protokolünü incelettiği ve bu konuda da bazı mercilere yeni mektuplar göndermeye hazırlandığı Rum basınına yansıdı. Anastasiadis'in hem gündemi değiştirmek hem de Türkiye'ye zarar vermek üzere AB nezdindeki girişimlerinin Türkiye'ye yaptırımlar uygulanmasında başarılı olmaması üzerine sözde olumlu bir gündem ve güven yaratıcı önlemler paketi önererek ilerlemeye çalıştığı açıktır. Ne yaparlarsa yapsınlar Cumhurbaşkanı Tatar'ın ortaya koyduğu siyaset dünyada her geçen gün daha da zemin kazanarak benimsenmektedir. Yeni siyasetimiz nedenleri ve detayları anlaşılarak saygı görmeye başlamıştır. Rum-Yunan ikilisinin gerilim yaratmak üzere düzenledikleri askerî tatbikatlara geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklenmiştir. GKRY-İsrail arasında gerçekleşen ve iki ülke arasındaki en geniş ve en kapsamlı tatbikat olan Agapinor 2022'nin hedefi KKTC'nin ele geçirilmesi idi. Bu tatbikata terörist başı Apo'nun yakalandığında üstünden çıkan sahte pasaportta adı geçen Rum ajanı PKK sempatizanı gazeteci Lazaros Mavros'un da katılmış olması rastlantı değildir. Yıllardır PKK teröristlerine kol kanat geren GKRY, Mavros üzerinden Türkiye'ye aklı sıra meydan okumaktadır. Rumların PKK destekçilerine askerî tatbikatta yer vermesi, teröre verdikleri desteği bir kez daha gözler önüne serdi. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve KKTC Dışişleri Bakanlığı yaptıkları açıklamalarda