KKTC'nin tanınması için gerekli adımlar atılmalı

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin(GKRY) haddini aşan, gerilimi tırmandıran söylem ve eylemleri, tehlikeli provokasyon ve tahrikleri son dönemde artmıştır. Ukrayna'da olan bitenden, yani Batı'nın Zelenski'ye 'yürü arkandayız' diyerek onu yalnız bırakmasından GKRY gerekli mesajı alamamıştır. Anastasiadis özellikle ABD ve AB'nin 'sözde' desteğini alarak ucuz kahramanlık yapmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'nin kendi çıkarlarını korumak adına kararlılığını test etmeye kalkışmasının vahim sonuçlarını hesaplayamadığı açıktır. Türkiye'nin son yıllarda Suriye'de, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta, Libya'da tehdit unsuru olabilecek güçlere karşı gerekli dik duruşunu göstermiş olmasından Rum-Yunan ikilisinin ders çıkaramamış olması ibretliktir. Yunanistan bir yana GKRY'nin ateşle oynadığı açıktır ve Türkiye'nin şakası olmadığını anladığında iş işten geçmiş olacaktır. Kıbrıs Hellenizm'i diye diye adanın tamamını kaybedeceklerini bir an önce anlamaları ve tahriklerden vazgeçmeleri kendi çıkarlarına olacaktır. Bu bağlamda GKRY'nin son dönemdeki bazı tahriklerini dikkate getirmemde yarar vardır. 29 Mayıs ile 2 Haziran tarihleri arasında İsrail ordusu ile Rum Millî Muhafız Ordusu(RMMO) tarafından gerçekleşen ve bugüne kadar iki ülke arasındaki en kapsamlı olduğu açıklanan "Agapinor 2022" isimli askeri tatbikatın hedefinin bazı kaynaklarda iddia edilenin aksine ne İran ne de Lübnan olduğu, hedefin Türkiye ve KKTC olduğu açıktır. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile İsrail Silahlı Kuvvetleri Komutanı Avi Kohavi'nin de tatbikatı izlemek için Güney Kıbrıs'a gittiği not edilmelidir. KKTC ve Türkiye Dışişleri söz konusu tatbikata karşı tepki göstermiş ve uyarıda bulunmuştur. Türkiye Dışişleri açıklamasında KKTC Cumhurbaşkanlığının 31 Mayıs'taki açıklamasında da belirtilen yeni iş birliği önerilerinin hazırlandığı bir dönemde GKRY'nin bölgedeki istikrarı bozma pahasına düzenlediği bu tatbikatın, samimiyetsizliklerinin açık bir ispatı olduğunu vurgulandı. "GKRY'nin bu tür eylemlerine ortak olan ülkeleri bir kez daha Kıbrıs Rum tarafının provokasyonlarına ve propagandalarına alet olmamaya çağırıyoruz." ifadesi kullanılan açıklamada, Türkiye'nin her şart ve koşulda, garantörlüğün verdiği sorumluluk çerçevesinde KKTC'nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceği bildirildi. Rum tahrikleri sonrasında Türkiye kanadından yapılan bu tür açıklamalara yüzlerce örnek bulabiliriz. Ancak değişen dünya dengelerinde sabırların artık test edilemeyeceği ve blöflerin de karşılıksız kalmadığı hele hele yukarıda da vurguladığım üzere çıkarlarımız söz konusu olduğunda hiç de sözümüzü yeme gibi bir tavrımızın olmayacağı bilinmelidir. Haddini hududunu bilmeyen, kendini adanın tek egemen gücü olarak gören GKRY Başkanı Anastasiadis, Türkiye'den KKTC'ye olan uçuşların fiyatını düşürmek için Ercan Havaalanı'na yapılacak seyahatlerin iç hat statüsünden gerçekleştirilmesi kararını, KKTC ile Türkiye arasında imzalanan iktisadi ve mali iş birliği protokolünü ve kapalı bölge Maraş konusundaki faaliyetlerini BM Genel Sekreterine yeni bir mektup göndererek şikayet edeceğini açıkladı. KKTC Dışişleri Bakanlığı "Agapinor 2022" tatbikatına karşı gösterdiği duyarlılığı bu konuda da göstererek tepki