Federasyon safsatası gündemden çıkarılmalı

208 bin kayıtlı seçmenin bulunduğu KKTC 'de 25 Aralık 2022 pazar günü yapılan yerel seçimlerde 18 belediye başkanı, 220 belediye meclis üyesi, 240 muhtar ve 960 ihtiyar heyeti üyesi (toplam 1438) yerel yönetici seçildi. Seçime katılma oranı 68.85 oldu. Seçim ittifakı yapan iktidardaki Ulusal Birlik Partisi (UBP),Demokrat Parti (DP),Yeniden Doğuş Partisi (YDP) partilerinden oluşan milli koalisyon 7 belediye, federasyoncuAkel işbirlikçisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 7 belediye, federasyoncu TDP 1 belediye ve bağımsız adaylar 3 belediye başkanlığı kazandı. İktidardaki milli koalisyonun başkent Lefkoşa, Girne, Gazimağusa ve Lefke belediyelerini kaybetmesi ile 6 ilçeden 4'ü federasyoncu muhalefet partilerine geçmiş oldu. Ülkedeki sıkıntıların devam etmesi halinde 2025'te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2026'da yapılacak genel seçimlerde iktidardaki UBP-DP-YDP koalisyonunun olumsuz yönde etkilenmesi ve federasyoncu partilere avantaj sağlayan bir tablonun çıkması olasıdır. Bu nedenle Başbakan Ünal Üstel başkanlığındaki hükümetin yerel seçim sonuçlarını doğru okuyarak gerekli düzenlemeleri ve halkın beklediği icraatları yapması şarttır. Seçimin ardından Cumhuriyet Meclisi'nde 2023 Mali Yılı Bütçe görüşmeleri başladı. Yerel seçimde istediklerini tam olarak bulamayan federasyoncu CTP milletvekillerinin Meclis'te yaptıkları konuşmalar ibret vericidir. CTP milletvekilleri hükümetin icraatlarını yerden yere vururken büyük bir sorumsuzluk örneği de göstermektedir. CTP aslında iki devlet siyasetimize sahip çıkan hükümete, bu siyaseti ileriye götürmeye çalışan Cumhurbaşkanı Tatar ve egemen eşitliğimize destek veren Türkiye'ye açık bir savaş ilan etmiştir. Bu savaş ve mücadelenin milli davamıza verdiği zarar CTP'nin zerre kadar umurunda değildir. Bunlar için varsa yoksa federasyon ve Rum'la ortak bir devlet kurmak esastır. Halbuki geçtiğimiz günlerde Rum lider Anastasiadis açıkça federasyon istemediklerini, uniter Kıbrıs'tan yana olduklarını,Türklerin sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'nde azınlık hakları ile yetinmesi gerektiğini tekrarlamıştır. Anastasiadis'in kendisinden sonra görev alacak lidere, halefine vazgeçilmemesi gereken 5 kırmızı çizgiyi işaret etmesinden de alınacak dersler vardır. Anastasiadis'e göre "aşılmaması gereken kırmızı çizgiler" şunlardır: "Üçüncü tarafların müdahalesi olmadan bağımsızlığın ve egemenliğin güvence altına alınması. Türk askerinin çekilmesi. Bosna-Hersek'te veya Lübnan'daki gibi bir sonuca götürmeyecek işleyebilir bir yönetim şekli sağlanması. Avrupa müktesebatının güvenceye alınması. İki dönemlik görev süresinde Kıbrıs sorunundaki icraatlarının savunulması." Kıbrıs sorununun ve Kıbrıslı Rumların kabul edebileceği bir çözüm bulunması hedefiyle çıkmazın aşılması perspektifinin durumunun kendisini endişelendirdiğini söyleyen Anastasiadis Rum halkının kabul edebileceği çözüm şeklini "yönetim mekanizmaları veya yabancı askerlerin, özellikle de Türk askeri varlığı ile garantiler olmadan işleyebilirliği ve devletin bağımsızlığını güvenceye alacak bir çözüm" diyerek tarif etti. CTP milletvekillerinin bütçe görüşmelerinde yaptıkları konuşmalar, Anastasiadis'in tezlerine katkı koymaktadır. CTP'nin Rum işbirlikçiliğini halkımız muhakkak değerlendirecektir.. CTP'li milletvekillerine göre KKTC ayrı bir devlet olarak tanınamaz.