Değişim rüzgarı KKTC'nin tanınmasından yana

Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM 77.Genel Kurulu'nda KKTC'nin resmen tanınması çağrısı yapmasının, Erdoğan'ın Ege'deki adaların sürekli silahlandırılmasına karşın 'bir gece ansızın gelebiliriz' diye Yunanistan'a uyarıda bulunmasının, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Maraş'ta yeni yerleşim yerlerinin açılacağını açıklamasının, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun New York ziyaretinde görüştüğü BM üst düzey yetkililerine Kıbrıs'ta BM Barış Gücü'nün egemen KKTC topraklarında bundan böyle görev yapmaları için askeri statü anlaşması (SOFA) imzalamaları gerektiğinin resmen bildirilmesinin, KKTC'nin 11 Kasım'da Semerkand'ta gerçekleşecek Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi'nde gözlemci üye olacağının açıklanmasının, 15 Kasım'da Rusya'dan KKTC'ye direk uçuşların başlayacağı ve Rusya'nın KKTC'de temsilcilik açacağı haberlerinin yaygınlaşmasının, Rus lider Vladimir Putin'in doğalgaz tedarikinde en güvenilir güzergah olan Türkiye'de büyük bir ikmal merkezi kurulacağını açıklamasının, Türkiye'nin Libya ile enerji konusunda mutabakat zaptı imzalamasının, ABD'nin Türkiye'ye F-16 satışını koşullara bağlayan 2023 Ulusal Savunma Yetki Yasa (NDAA) taslağının ABD Senatosu versiyonunda eklemelerin ikisini çıkararak gevşeme göstermesinin ve Avrupa Birliği'nin Rum-Yunan ikilisinin ısrar, tehdit ve şantajlarına rağmen Türkiye'yi cezalandırmaya yönelik adımlar atmamasının, yaptırım uygulamaya gönülsüz olmasının ardından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan'da panik havası yaşanmaktadır. Rum-Yunan ikilisinin, Anavatan Türkiye'deki seçimleri de dikkate alarak, haddini aşan bir şekilde Türk iç siyasetine müdahaleyi hedefleyen gerilim siyaseti şu ana kadar işe yaramamıştır. Türkiye Ege, Doğu Akdeniz, Batı Trakya ve Kıbrıs'ta yaratılmaya çalışılan kriz ve oyunlara karşı itidalli davranarak kurulan tuzaklara düşmemiştir. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın savunduğu egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm, eşit uluslararası statümüzün tescilini öngören siyasetimiz, Ege ve Akdeniz'deki hak ve hukukumuzu kollayan kararlı duruşumuzdan geri adım atılmaması Rum-Yunan ikilisinin ve bunların destekçileri AB ve ABD'nin tüm planlarını altüst etmiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri faşist EOKA'cıEnosisçi Nikos Anastasiadis, Türkiye ve KKTC'ye karşı başlattığı yeni strateji ve kampanya çerçevesinde, AB'nin Türkiye'ye yönelik 'çifte standart' ve 'tolerans' gösterdiğini belirtirken, bunların Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetini, uluslararası hukuku göz ardı etmeye ve bölgede yeni bir çatışma riskini göze almaya teşvik ettiğini öne sürdü. Anastasiadis "Rusya'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğini söylememiz mümkün değil, ancak bir aday ülke tarafından AB'nin diğer üyelerine karşı uluslararası hukuk ihlal edildiğinde, bunu anlamamış gibi davranıyoruz. Bu, (Türkiye'yi) cesaretlendiren ve Avrupa'da yeni bir çatışma riski teşkil eden bir toleranstır" ifadelerini kullandı. 10 yıllık başkanlık döneminde başarısızlığı, yalancılığı ve riyakarlığı tescillenmiş Anastasiadis, AB ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası toplumun Türkiye ve Rusya'ya yönelik 'çifte standart' göstermesine acıdığını belirterek "Rus çeliği gibi ürünlerin