Pensilvanya melununun hastalığı kimseyi heyecanlandırmasın

15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin 6. yılında Fetullahçı Terör Örgütünün elebaşı Pensilvanya melunu Gülen'in hasta olduğu iddiaları ortalıkta geziniyor. Kimimiz 'gebersin' diye dua ediyor, kimimiz ise İsrail'in katil Başbakanı Şaron gibi sürünsün "Kolay kolay gebermesin, canını kolay teslim etmesin" diye dua ediyor.Okyanus ötesi iblisi bu hastalık meselesini hayatının her döneminde istismar etti. 1960'ların başında askere gitti. Askerdeyken 'Hastayım' dedi hava değişimi izni aldı, gitti Erzurum'da NATO'nun Gladyo yapılanmasının faaliyeti olan antikomünizm hareketlerini örgütledi. Erzurum'da İzmir'den sonra ikinci antikomünizm derneğini kurdu.12 Mart muhtırasından sonra yargılandı, hapis cezası aldı, ancak yine Manisa'da psikiyatrik hastalık yüzünden yakayı kurtardı. Nasıl olduğu bilinmez bir şekilde tekrar Diyanet'e geri döndü.12 Eylül'den tam bir ay önce kronik kalp yetmezliği raporu aldı, raporlu iken darbe oldu. Sözde arananlar arasında yer almasına rağmen darbecilerin himayesinde il il gezdi. Aranıyor olmasına rağmen darbeden sonra da raporlar almaya devam etti.Ocak 1981'de "Çok hastayım bu görevi yapamıyorum" diyerek Diyanet'teki görevinden istifa etti. İl il gezerek örgüt faaliyetlerini sürdürdü. 90'lı yılların başında yine hasta numarasıyla birçok film çevirdi.90'lı yıllardaki çalkantılı dönemde Hikmet Çetin başta olmak üzere birçok siyasetçinin kendisini ziyaret etmesini sağladı. Aynı şekilde çok sayıda bürokrat, işadamı, gazeteci güya hasta olan Fetullah ile görüştü. 28 Şubat sonrasında da Necmettin Erbakan karşıtlığında sürdürdüğü faaliyetlerine hastalığını perde olarak kullandı.1999'da ABD'ye de 'hastayım ayağına' gitti. Sözde tedavi için gittiği ABD'de ihanetine ihanet kattı. 'Hocaefendi hasta' yalanları uydurularak, Türkiye'de birilerinin ziyareti sağlandı veya birileriyle görüştürüldü.ZİYARETÇİLERE TUZAK KURDULARHerkes hatırlayacak 2012 yılında yine 'Hocaefendi çok hasta' tezgâhı kuruldu. Ekrem Dumanlı Pensilvanya'da, Mustafa Ünal Ankara'da bu işin tezgâhtarlığını yapıyordu. Siyasetçilere, bürokratlara, işadamlarına, STK temsilcilerine, gazetecilere, hâsılı nüfuzlu gördükleri herkese 'Hocaefendileri' için "geçmiş olsun" dilenciliği yapıyorlardı. Kim "geçmiş olsun" demişse ertesi gün Zaman