15 Temmuz Destanı

15Temmuz, direniş, kahramanlık, cesaret başta olmak üzere her yönüyle bir destandır. Ama en önemlisi, sonuçları itibarıyla 15 Temmuz büyük bir destandır. Fetullahçı Terör Örgütü, tarihte eşine çok az rastlanan bir örgüttür. Yarım asır önce faaliyetlerine başlamış görünse de FETÖ'nün daha derin bir mazisinin olduğunu veya başka yapıların devamı olduğunu bu süreçte gördük. FETÖ, Fetullahçı Terör Örgütü'nden ibaret değildir. FETÖ, elebaşı Fetullah Gülen'in tek başına kurup yönettiği bir örgüt de değildir. Yöntemleri ve iş tutma biçimi dolayısıyla FETÖ, 1800'lü yılların başında Osmanlı coğrafyasında yıkıcı faaliyetlere imza atan yabancı teşkilatların günümüzdeki uzantısıdır. Türkiye 15 Temmuz'da bir darbe girişimi atlatmadı, bir işgal girişimini bertaraf etti. Hatta işgal edilmiş kurumlarını işgalden temizledi. Dolayısıyla 15 Temmuz'u sonuçları itibarıyla değerlendirdiğimizde Türk milletinin direnişinin nasıl bir destana yol açtığını asıl o zaman anlamış oluruz. DARBE GELENEĞİNİN SONU15 Temmuz Destanı, bu coğrafyada 140 yıl önce emperyalist Batı tarafından başlatılan darbe geleneğini durdurdu. Bu topraklarda ilk darbe 30 Mayıs 1876'da Sultan Abdülaziz Han'a karşı gerçekleştirildi. 15 Temmuz; sırasıyla 1908'de Sultan Abdülhamit Han'a karşı yapılan darbe, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat'ın devamıydı. 15 Temmuz'un milletimizin direnişiyle akamete uğratılması, 150 yıllık darbe geleneğini bitirdi. Gelelim sonuçları itibarıyla 15 Temmuz direnişinin nasıl gerçek bir destan olduğuna.Darbenin akamete uğratılmasının ardından ortaya çıkan tabloya şöyle bir göz atalım:Türk Silahlı Kuvvetleri'nde 350'ye yakın generalin yarıdan fazlasının Fetullahçı Terörle iltisaklı olduğunu öğreniyoruz. Yüzlerce subay ve astsubayın da aynı şekilde terör örgütünün mensubu olduğu ortaya çıkıyor. Eğer darbe başarılı olsaydı bunların hiçbirinden haberimiz olmayacaktı.İşin ilginç tarafı darbeyi yapacak olan 'Konsey'in ismine baktığımızda çok daha çarpıcı bir sonuçla karşı karşıya kalacaktık. Darbeyi Yurtta Sulh Konseyi isimli cunta yapacaktı. Adından anlaşılacağı üzere Kemalist görünümlü bir darbe olacaktı. Tıpkı 12 Eylül darbesi sonrası gibi ultra Atatürkçü bir yönetim işbaşına gelecekti. FETÖ'cüler sistemde kalarak ajanlık faaliyetlerine devam edecekti.Direniş zaferle sonuçlandığı için Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tespit edilen hainler temizlendi. Bu temizliğin neticesi Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanıdır. Bu temizliğin sonucu yok edilmek üzere olan PKK'dır. Bu temizliğin neticesi, Doğu Akdeniz'dir, Karabağ'dır. MİT ARTIK DEVLETE ÇALIŞIYORMilli İstihbarat Teşkilatı'ndaki FETÖ'cülerin temizlenmesiyle istihbaratımız tarih yazıyor. PKK'ya yönelik operasyonlarda bir şey dikkatinizi çekiyor mu Sınırlarımızın kilometrelerce ötesinde indirilen PKK elebaşlarının yaşlarına bakın, kim olduklarına bakın. Yıllarca terör örgütünü yöneten ve bu zamana kadar başlarına hiçbir şey gelmeyen örgütün yaşlı ve beyin takımı havaya uçuruluyor. Eskiden bu tür operasyonlar yapılamıyordu çünkü FETÖ'cü köstebekler operasyonları önceden haber veriyordu veya yanlış yerlere operasyon yaptırıyordu. 2017'den beri başta büyükşehirlerimiz olmak üzere neredeyse Türkiye'nin hiçbir yerinde terör eylemi, canlı bomba veya bombalı saldırı yapılamıyor, girişimler de sonuçsuz kalıyor. Emniyet ve jandarma teşkilâtlarında binlerce hain tespit edilip gereği yapıldı. Düşünün Güvenliğimizden sorumlu polis ve jandarma bize kumpas kuruyor. Terörü önlemek ve teröristleri