Tek adam sistemini doğuran sebepler

Üstad Bdiüzzaman'ın "rey-i vahit" olarak tavsif ettiği ve "riyaset-i şahsiyenin katiyen aleyhindeyim" diyerek kesin bir dil ile reddettiği 'tek adam' rejimi bilinmelidir ki kendi kendine inşa edilmez. Bazı sebepler olmadan, münbit bir zemin bulmadan, kendiliğinden meydana çıkıp tek başlarına milletin başına geçmezler.Ortak aklı, şurayı dikkate almayan, meclisi devre dışı bırakan tek adam rejimini doğuran sebeplere birlikte bakalım: Üstad Bediüzzaman'ın; "bir millet cehaletle hukukun bilmese, ehl-i hamiyeti dahi müstebit eder.." şeklindeki ifadelerindeki anlıyoruz ki insanlara doğuştan Allah'ın bahşettiği bazı önemli nimetlere sahip çıkmayıp acze düşülürse müstebitlere bir çeşit davetiye hükmüne geçer. Konu ile ilgili Üstadın yukarıda nazarlara verdiğimiz mesajlarından haberdar olduklarını bildiğimiz bir çok ihvan, üstadın bu teşhislerini kulak ardı ederek, tek adam rejiminden yana tavır koyuyorlar. Yine üstad Bediüzzaman'ın tespitiyle; nev-i insanın yüzde sekseninin ehl-i tahkik olmayışı, kurnaz siyasilerin işlerini kolaylaştırıyor, onların tek başına başa gelmelerine sebep oluyor. Yine menfaatçilerin, tetikçilerin, riyakarların çokça bulunduğu toplumlarda yalnız başlarına ülke idaresine talip müstebitler bu hasletlere sahip insanların sayesinde başa gelerek keyiflerince hüküm sürüyorlar. Yine tek adam rejimine zemini hazırlayan bir diğer önemli faktör de amaçladıkları bazı maddi imkanlar elde etmek için menfaatperest bazı medya kuruluşlarının tek adama methiyeler dizmeleridir. Tembel, miskin, aciz tiplerin çokça olduğu toplumlar da, hak ve hukuk tanımayan müstebitlerin türemesine sebep olan durumlardandır. "Benim aklım ermez; ağam bilir" anlayışı peşinen kabullenen, ferasetsizliği, liyakatsizliği kabullenmeyi içlerine sindirmede herhangi bir beis görmeyen insanların bulunduğu toplumlar da yine fırsatçı müstebitler