'Yahudiler bizim şahitlerimizdir'

7 Ekim'den bu yana, bu sütunda, geçmişte, Beyaz Hıristiyan Batı'nın Yahudilere uyguladığı göçlerden ve zulümlerden de bahsettik.

Peki ne oldu da, üçyüz yıldan beri, güya, insani değerler sistemi inşa etmeye çalışan Batılılar, taammüden cinayet işleyen, siyonist, faşist, sapık İsrail'in ardında tesbih tanesi gibi dizildiler

Malumunuz büyük kırılma Hitler'in uyguladığı soykırımdan sonra meydana geldi.

Sanki, Holokost'la beraber, sadece Almanya ve Hitler değil, bütünüyle Beyaz Hıristiyan Batı suçüstü yakalanmış oldu.

Bu suçüstü hali. Hem toplumlar nezdinde, hem yönetimler katında büyük bir travmaya neden oldu.

Bir taraftan da, Filistin'de bir devlet kurulması pahasına milyonlarca kardeşlerinin katledilmesine göz yuman siyonist Yahudiler, Holokost'u bir silah gibi kullandılar, bir zırh gibi giyindiler, bütün dünyada 'acı çeken insan' olarak antisemitizmi yerleştirdiler.

Nihayet Batı, 1962-65 yılları arasında toplanan II. Vatikan Konsilinde Yahudileri kardeş ilan etti.

Dünkü; şeytan, necis Yahudi bu konsilden sonra pür-i pak hale geldi.

Önce, 19 Kasım 1963 yılında 'Hıristiyan Birliği Üzerine' adlı bir rapor sunuldu konsile. Bu raporu Hıristiyanlarla Yahudilerin ilişkilerini tanzim ediyor; Yahudileri Hıristiyanlığın şahitleri olarak tanımlıyordu. Yahudiler Hz. İsa'nın peygamberliğinin ve onun dininin şahitleri olarak kıymetliydi, korunmalıydı.

Arap ve Asya piskoposları bu rapora, İsrail-Arap savaşında taraf tutmuş oluruz diye itiraz ederler. Bunun üzerine uzun tartışmalardan sonra, Müslümanlar, Hindular ve Budistler de işin içine katılarak 28 Ekim 1965 tarihinde 'Hıristiyanlıkla Başka Dinlerle İlişkiler Deklarasyonu'