Terör, devlet, İsrail2

Şimdi sizlerle; birtakım alıntılar paylaşacağım. Eminim birçoğu, hatta tamamı size bildik, tanıdık gelecek...

Yurtsuz halk, halksız topraklara yerleşecektir.

"Bir Filistin halkı yoktur. Bizler galip olanları kapıya koyduğumuz ve ülkelerini ellerinden aldığımız için değil. Onlar zaten yokturlar." Golda Meir, 15 Haziran 1969 "O gün Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Mısır topraklarından, büyük ırmağa (Fırat) kadar senin zürriyetine verdim." (Tevrat tekvin bölümü 18)

İnsanlık ve ulus arasında bir tercih söz konusu olduğunda, tercihimiz ulustan yanadır.

Ulus sadece ve sadece kan bağı ile var olabilir. Vatan, dil, tarih vs. gibi husushar ikincil (tali) unsurlardır.

İnsanlar, siyasi ve hukuki statülerine göre değil, milliyetine ve ırkına göre tanımlanmalıdır. Bunun için çoğunluğun sağlanması, demokrasinin işlemesi gibi yollara başvurulmaz. Ulusun (ırkın) Yahudiliğin damgasını vurduğu yönetimler esastır.

AraplarlaFilistinlilerle Yahudiler arasında haksız bir ilişki söz konusudur. Araplar, uzun yıllardır Filistin'de toplu halde yaşarken, Yahudiler dünyanın dört bir tarafına dağılmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu eşitsizlikhaksızlık giderilmelidir. Bunu elde etmek için Yahudiler Filistin'e dönmelidir.

Eğer 'dava' için güç kullanmak gerekiyorsa, bu, 'dava'nın ahlakiliğine zarar vermez.

Bunun için Yahudiler;

Siyon'a inanmalıdır. Buna göre Yahudi sorununun, Filistin'de bir İsrail devleti kurulmasından başka çözümü yoktur.

Bu amaç uğruna bütün Yahudiler birlik olmalıdır.

Aralarında mutlaka İbraniceyi kullanmalıdır.

Herkes 'Gönüllü Disiplin' içinde olmalıdır.

(Herkes, her zaman gönüllü asker olmalıdır.)

Araplar, Yahudilerin toprakları üzerine çöreklenmiş kimselerdir.

Oysa o topraklar Yahudilere vaat edilmiş topraklardır, başkalarıyla paylaşılması söz konusu olamaz.

Bu nedenle Araplarla çatışma doğal ve zorunlu bir durumdur.

'Demir Duvar', fiziki bir şey değildir. (Ne yazık ki şimdi fiziken de mevcuttur.) Askeri, homojen, organik bir devleti sembolize eder. O devlet Ürdün ırmağının iki yakasında kurulacaktır.

Devlet olmak için; öncelikle Arapların Yahudi devletini yok etme umudunu ortadan kaldırmalıyız.

Ancak ondan sonra Araplarla statülerinin ne olacağını konuşabiliriz.

Bu ilişki her halükarda Yahudilerin tek taraflı gücünü kabule dayanabilir.

Amaç; öyle yüksek değerleri Filistin'e yerleştirmek değil, Filistin'i Yahudilerin egemenliği altına almaktır.

Bu amaca karşı durmak ahlaksızlıktır ve gayri meşrudur.

Araplar 'güç'ten anlarlar.

Bu nedenle gücün kapasitesi, devamlılığı, görünümü, anlaşılır olması önemlidir.

Güçlü olunmasa bile bu 'algı' verilmelidir.

Sürekli kazanmak, eşitlikçi sesleri bastıracaktır...

İki makalede yer alan hususların tamamını size aktaracak değilim.

Alıntının bu kadarını şunun için yaptım.

Farkındaysanız, İsrail'in kuruluşundan itibaren uyguladığı politikalar ve bugün devam eden soykırım, referansını tamamen bu makalelerden almakta...