Mevlana İdris'in ardından2

"Baba! Mevlana abi vefat etmiş, Sanırım gençliğim öldü baba... Ömer Faruk BesliMEVLANA İDRİS'İN ARDINDAN3 "ANKARA'DA DENİZ YOK Kİ..." 1Ne zaman, kiminle, nasıl geldi hatırlamıyorum. Asıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi'ni kurmak için gelmişti. Kurdu; çok güzel, mesela Sultanahmet'te Alman Çeşmesi'nin kurnalarından şerbet akıtmak, oradaki ağaç dallarına meyveçiçek yerine kitap asmak gibi işler yaptı. Onun kurduğu Çocuk Meclisinin üyelerinin büyük bir çoğunluğu daha sonra Ak Parti'nin gençlik kollarında görev aldı. O çocukların her biri için yolları aydınlatan bir meşale örnek alınacak bir kahraman oldu. Ama o hep 'sessiz kahraman' olarak yaşadı. Çocuk Meclisi'nin kurucu abisi Mevlana İdris Zengin zamanla Basın Danışmanlığı'nın da vazgeçilmez şahsiyetlerinden birisi oldu. 2 O zamanlar bunun sır olarak taşınması gerektiğine, faş etmenin ayıp olduğuna inanırdım. Böyleyken; bir gün dediler ki: "Mevlana Fatih Camii'nin duvar dibinde küçük iskemlede oturup dostlarıyla sohbet ederken; Tayyip Erdoğan'ın konuşma metinlerini biz yazıyoruz.. diye anlatıyor..." Bunun üzerine karşıma alıp; "Bak dostum! Metni kimin yazdığı önemli değil, önemli olan kimin ağzından çıktığı ve semeresinin kime yazılacağıdır. Bir daha böyle bir şey söylemeyesin..." diye kendimce ikaz etmiştim Mevlana'yı. Buna karşılık ne o gün, ne de sonra bana hiç kırılmadığına eminim. Çünkü -diğer arkadaşlarla birlikte- ben onunonların patronu değil abisiydim. Ne mutlu ki böyle bir şerefi taşıdım. Mevlana İdris Zengin gibilerin 'abi'si oldum. 3 Marmara Denizi'ne bakan bir binanın çatı katında, balkondayız. Balkon dediğime bakmayın, evin geri kalanından büyük neredeyse. Mevlana'yı ziyarete gelmişiz. Yiyip içtikten, gece hayli ilerledikten sonra birden elektrikler kesilir. Bizler, ne oluyor.. demeye kalmadan ney sesleri yayılır ortalığa, gecenin karanlığıyla dövüşürcesine gelip bizi kuşatır. Gözlerimiz karanlığa alıştığında Mevlana'nın eşiyle birlikte ney üflediğini görmüş ve şaşırmıştık. Cins kafa idi Mevlana; Aynı imkanlarla başka bir semtte daha iyi bir konutta kalması mümkünken, sırf denizi görmeliyim, Sultanahmet'ten ayrılmamalıyım... dediği için böyle alengirli yerlere razı olmuştu. 4 Karanlıkta müzik yapmak ve deniz onun hayatında gerçekten hayati bir yere sahipti. 1996 yılıydı. Zamanın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin başı devlet ile derde girmişti. İstanbul'dan, bir grup gazeteci ve yazarla Şükrü Karatepe'ye desteğe gitmiştik. Bir akşam yemeğini Boydakların bağ evinde yemiştik. Gecenin bir saatinde yine elektrikler kesildi. (Zannedersem Ömer Çelik çok ısrar etmişti.) Bu kez Mevlana'nın çıplak sesi duyuldu. Önce protest müzikten örnekler sergiledi. Sonra türkü çığırdı. Fantezi müzik yaptı. Daha sonra art arda Münir Nurettin Selçuk'un Yahya Kemal şiirlerine yaptığı bestelerden oluşan Dönülmez Akşamın Ufkundayız ve Aziz İstanbul şarkılarını söyledikten sonra ilahilere geçmiş ve Kur'an'ı Kerim okuyarak bitirmişti. Daha sonra gazeteci Fatma Aksu'nun performansı baştan sona kaydettiği ortaya çıkınca Mevlana çok üzülmüştü. Yanlış hatırlamıyorsam