Hesap çeşmesi

1 Her köye gelişimde, çeşitli tonlarıyla yeşilin kışkırtıcılığı beni şaşırtır. Öyle ki; yeryüzünün yeşilliği zihni öylesine kuşatır ki başımızı kaldırıp kaldırıp baktığımızda gökyüzünde yeşil görürüz. Yeşil, bitevilik hususunda sessizlikle yarışır. Lakin, her an, bir kuş sesi, rüzgar uğultusu, çalışan bir aletin böğürtüsü sessizliği yırtabilir. Yeşilin kabusu ise çirkin yapılaşma. 2 Yeşilin kışkırtıcılığına paradoksal bir şekilde paralel bir kışkırtıcılığı da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sergiliyor. Yeşilin kışkırtıcılığı insana huzur verirken, Kılıçdaroğlu'nun kışkırtıcılığı insanın makuliyet sınırlarını zorluyor. İnsanın aklını, vicdanını, ahlakını zorlayarak kendine reyting sağlamaya çalışıyor. Bu noktada durup düşünülmesi gereken husus; devleti yönetmeye talip olan bu zihniyetin pespayeliği, sığlığı, sıradanlığı... Buna rağmen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığına talip olabiliyorsa, kazanacağını aklı kesiyorsa bunun nedeni yaşanan ekonomik travmadır. İktidarın bu travmaya acilen bir çare bulması gerekir. 3 İlk şaşkınlığımı amfiye girince yaşamıştım. Cahit Tanyol'un adını biliyordum ama daha önce kendisini görmemiştim. Sosyoloji sertifikası nedeniyle girdiğim ilk sosyoloji dersinde Cahit Tanyol beni küçücük vücuduyla şaşırttıktan sonra anlattıklarıyla ikinci kez şaşırtmıştı. ATÜT'çü de olsa Marksist olarak bildiğim hoca Osmanlı sistemini savunuyordu. Diyordu ki; Kanuni Sultan Süleyman Süleymaniye Külliyesi'ni yaptırırken bir ara halkın arasında padişah kendi adına yaptırdığı camiyi devletin parasıyla yaptırıyormuş... diye Bunun üzerine Kanuni şehirde tellal çıkararak