Derin sosyolojiye duyulan ihtiyaç

1 2011 yılıydı. Bir keresinde Tayyip Erdoğan'a bir dergi çıkarmaktan söz etmiştim. "Hayrola" diye sormuştu, "nasıl bir dergi.." Cevaben; "Sayın Başbakanım öyle bürokratlarımız, hatta bakanlarımız var ki bile bile yanlış yapıyorlar, yalan söylüyorlar. Diyorlar ki; en fazla yaptıklarımız basın tarafından ifşa edilir. Olsun. Halk basına inanmıyor ki..." Fakat içeriden birinin, Hüseyin Besli'nin bu yapılanları ortaya dökmesi öyle kolay geçiştirilecek bir şey olmaz, hatta kimi dengeleri bile değiştirebilirdi. Erdoğan'ın da destek verdiği o dergiyi çıkaramadım ne yazık ki. Kaba tabirle paçam yememişti. 2 Şimdi 10 yıl geriye dönüp bakıyorum da, eğer o dergiyi çıkarsak ve Ak Partili siyasetçilerin yalanlarını ve bürokratların yanlışlarını ortaya dökseydik inanın en azından her birinin yüzü kızarır, başlarını öne eğerlerdi. Oysa bugün muhalefet dediğiniz bir kısım var ki bunlar sürekli yalan söylüyor, yalanları sürekli yüzlerine vuruluyor, ama hiçbirinin yüzü kızarmıyor, başı öne eğilmiyor. Söyledikleri yalanın etkileme cinsinden ölçümlemelerini yapıyorlar hatta. Yani onlar için mesele doğru-yanlış