Üçüncü mekânın diyalektiği

"Dünyada mekân, ahirette iman" sözünü hepimiz biliriz. Üzerinde pek kafa yormamış olsak da bu cümle meramımızı anlatmakta işimizi görüyor olmalıdır. Geçen gün bu söz üzerinde bir kere daha düşündüm. Ne yalan söyleyeyim, üzerinde kafa yordukça söz ağzımdaki yerini yadırgayıp tuhaf gelmeye başladı. Üzerinde şöyle bir oynama yaptım: "Dünyada iman, ahirette mekân." Biliyorum siz de bu cümleyi duyduğunuz ya da okuduğunuz yerden alıp masanın üzerine yerleştirip genel kabulleriniz dairesinde kritik ettikçe bana hak vermeye başlayacaksınız. Şöyle ki, iman insana dünyada lazımdır. Dünyada salt mekân sahibi olup da ahirette huzuru bulmuş insanları anlatan tek bir menkıbeye veya kıssaya rastlayamazsınız. Şimdi durduk yerde buraya niye geldik Mekân üzerine kuracağımız cümleyi doğru bir yere yerleştirmek için elbette. Ahirette iman değil mekândır asıl olan. Dünya defterini kapadıktan sonra ahirette amelinizin karşılığında bir mekâna yerleşeceksiniz. Dünya hayatının esprisi tam da burada yatmaktadır. Ölüm sonrası hayatta güzel bir mekân ve makama ulaşabilmek için inanıp iyi işler yapmak temel hedeftir. Mekân insana tasarladıklarını yapma imkânı sağlar. Bütün yollar nasıl ana yola, asli güzergâha açılıyorsa bütün mekânlar da insanın mutlak anlamda yerleşeceği ana mekâna açılmaktadır. Bu ana mekân, orada olmakla ruhun ve nefsin mutlu ve mutmain olacağı vaat edilen ebedi âlem yani cennettir. pushfn('ads'); Mekân dünyada çeldiricidir. Kişiye bulunduğu yerde ölümsüz olduğu ya da oraya ait, ora için var olduğu telkinini yapar. Zamanın geçiciliğini an içinde idrak edebilen insan mekân konusunda aynı derecede bir uyanıklığa sahip değildir. Mekân insanın fikir ve kanaatlerinin mahfazası gibidir. İlk mekân ev, ikinci mekân iş veya okul, üçüncü mekân bu iki mekânın dışında özgürce hayatı paylaşabileceğimiz yerdir. Bu kahvehane, kafe, kütüphane, lokal, dernek ya da hoşça vakit geçirilecek her türlü eğlencehanedir. Çağdaş kentli insanın en önemli sorunlarından biri "üçüncü mekân" sorunudur. Yaşlılar, emekliler, kadınlar ve ortama adapte olamamış yabancılar için bu kendini hissettiren daha büyük bir problemdir. İkinci mekânlarından koparılmış olan emekliler için üçüncü mekân birinci mekâna (eve) taşınmıştır. Yaşlılar için yaşadıkları evin çevresi, park etrafı ve cami avlusu üçüncü mekânın sınırlarını oluşturur. Ortama yabancı olanlar için üçüncü mekâna kenardan bakma, yerleşememe durumu hâkimdir. Çalışanlar için çoğu muhitlerde kahvehaneler neredeyse birinci mekânın bile yerini almıştır. Çocuklara, gençlere ve daha genel ifadeyle öğrencilere gelirsek, onların üçüncü mekânları değişken olmakla birlikte içlerindeki uzaklaşma ve yakınlaşma duygusu ile heveslerine karşılık gelen yerlerdir. Kafeler, kulüpler, kültür sanat mekânları ve oyun salonları genç mekânlarıdır. pushfn('ads'); Öğrencilerin üçüncü mekâna bağlılıkları o mekânın onların üzerindeki ağırlığı alması ile doğru orantılıdır. Burada sadece mekânın havası, ortamı ya da hoş vakit geçirilebilirliği değil, aynı zamanda oraya gelenlerle (takılanlarla) kurulan özdeşlik de gençler üzerinde etkili olmaktadır. Üçüncü mekânın diğer mekânlara galebesi de diyebiliriz buna. Dili