Tek Başına

Bugünün en büyük nefis muhasebesi nedir diye sorarsanız, tek başına olmaktır diyebilirim. Yola tek başına çıkmak, tehdit ve tehlikelere tek başına göğüs germek, kavgasını tek başına vermek Bir bilinç üzere sokağa adımımı attığım günden beri gideceğim yere tek başıma gidip şarkımı yine tek başıma söyledim. Pek çok kez saldırıya maruz kaldığımda yine bir başıma ve tektim. Önüme arkama, sağıma soluma hiç bakmadım. Bu sebepten hayal kırıklıkları ile baş edebilmeyi öğrendim. Bir arkadaşımı korumak için köpeklerin saldırısına uğradım. Köpekler dört bir yandan etrafımı sarmıştı. Biri paçamdan, diğeri kolumdan tutup üstümü başımı parçalarken arkadaşım çoktan beni köpeklerin insafına bırakıp tüymüştü. Sonradan anlamıştım ki merhum Zarifoğlu'nun başına gelen benim de başıma gelmişti. Zarifoğlu'nun "Yaşamak" günlüğünde anlattığı bir dayak yeme anısı vardır. Küçük bir çocukken çete halinde dayak yiyen bir arkadaşının öcünü almaya giderler. Zarifoğlu düşman olarak nitelenen tarafla karşılaşınca hücuma geçer. Fakat yanındakiler çoktan kaçmıştır. Tek başına adamakıllı dayak yer. Bu hadise şairimiz için çok öğretici olur ve bunu günlüğünde şöyle ifade eder: "Gelirken bir savaşçı gibi gelmiştim. Dönerken bir yenik değildim, küçük bir filozof olmuştum." pushfn('ads'); Tek başına kalmak gerçekten çok öğreticidir. Kaya sandığın şeyin mukavvadan bir duvar olduğunu fark edersin. Fark etmek, Yaratıcı'nın şu dünyada bir insana vereceği en büyük ödülmüş meğer. İnsan bunu tek gelip tek gittiği şu dünyada bir başına kalınca anlayabiliyor ancak. Eskiden ne vakit başkalarının gözüne kestirdiği bir hedef haline gelsem, çevremdeki en âkil insandan durumu bertaraf etmesi için yardım isterdim. Âkil sandığın insanın aklının kendine bile yetmediğini kısa süre sonra anladım. Çünkü ne zaman duruma müdahil olması ve haksızlığı gidermesi için bir şeyler yapmasını istesem hep aynı cümle çıkıyordu ağzından: "Hayırlısı olsun kardeşim." Bunun ne anlama geldiğini anlamakta da gecikmedim. Yani âkil adam diyordu ki: "Beni bu işlere karıştırma, biz sana fenalık eden kişi ile gül gibi geçiniyoruz!" Çokluğun oyalayıcı olduğunu Kur'an'dan öğrenmiştim. Bu yüzden bir başıma olmaktan mutlu ve müsterihtim. Sayıya konu olan her şeyin kişinin kendisine dair gaflet, dalalet hatta ihaneti olduğunu da kavramakta zorlanmadım. Topladığı malı mülkü sayıp duran kişinin ne büyük aymazlık içerisinde olduğunu yine Kur'an okurken fark ettim. İnsan şu dünyada kurulmuş bir cümle olsa yalınlık, sadelik ve tek başınalık bu cümleyi özgün kılmaya yeterdi. pushfn('ads'); Tek başıma geldim dünyaya. Acıktım, susadım, özledim, ağladım, çaresiz kaldım Bunlar hep tek başımaydı. Eğreti köprüleri kimsenin sırtına binmeden bir başıma geçtim,