Masa Dağıldı, Rahle Yıkıldı

Masa dağıldı, rahle yıkıldı. Selamın verilmeyeni, ibretin alınmayanı makbul oldu. Günde beş kez türlü vesilelerle birbirini arayan insanlar birbirlerinden koptu. Bu kopuş ceketten bir düğmenin kopuşu kadar ses getirmedi. Din içeriğinden, ahlâk bağlamından uzaklaştırıldı. Dinden uzaklaşmayı göze alamayanlar dini kendilerinden uzaklaştırdılar. Dünya nimetlerinden azami yararlanmayı hak etmek için kimi ibadetleri hızlı bir şekilde de olsa yerine getirmek gerektiğine hükmettiler. Özel mülkiyet hiç bu kadar kutsanmamıştı. Apartmanının kapısına "Mülk Allah'ındır" yazdırmayı ihmal etmeyen hacı amcalar, bu mesajı kendi öz nefislerine değil, kendilerinin dışındaki herkese vermek istiyorlar zahir. Yani demek istiyorlar ki, "Bu mülk Allah'ındı bana verdi, sakın mülküme ortak olmaya, göz koymaya kalkma!" Halbuki "Mülk Allah'ındır" mesajı daha çok mülkü elinde bulundurana yöneliktir. Dünyada insanın sahip olduğu her şey kendisi gibi geçicidir. Geçici olanın elinde bulundurdukları da geçicidir. Masaya en yakın duran kasadır. Kasası olanın da çok geçmeden masası olur. Masa otoriteyi, gücü ve yetkiyi simgeler. Kasa ise masa ile oluşturduğu zengin kafiye sayesinde varsıllığın sembolü kabul edilir. pushfn('ads'); Ders bitti, okul dağıldı. Kimsenin kimseden öğreneceği tek kelime kalmadı. Evvel yok idi bu istiğna, yeni çıktı. Doymazlık ve kanmazlık sınırlarını kaybetti. Yedikçe acıkan, içtikçe susayan, kazandıkça yoksullaşan insanların sayısı alabildiğince arttı. Masa ve kasa sahibi kişilere sakın ha hiçbir şey öğretmeye kalkmayın. Öğrenilmemiş bilgi de onların tekelindedir. Bilmedikleri her şey onların her yerde geçerli olan bilgisidir. Masalarına hiçbir zaman kitap, defter ve kalem değmemiş varlığın şımarttığı bu adamlar neredeyse hakikati bile kendi tekellerine geçirmişlerdir. Evet, ders bitti, hiçbir bilgi sahibinden alacakları yoktur artık. Aynı cümleyi değişik biçimlerde defalarca tekrar etmeyi hüner sanıp övünürler. Her dilde övünmeyi iyi bilirler. Nefislerini dünyanın az bulunur pahalı lezzetleriyle terbiye ederler. Hiç çalışmadıkları, hiç ders dinlemedikleri ve bütün sınavlardan tek soruyu doğru cevaplayamadıkları halde karnelerinde hiç kırık yoktur. Rikkat kayıplara karıştı, dikkat dağıldı. Kafa ile kalp ayrı telden çaldılar. Birinin söylediğini diğeri yalanladı. Eylediklerimiz söylediklerimizden bir cüz değildi nasıl olsa. Kalbi rakik, zihni dakik insanları başka zamanlarda arar olduk. "Elindeki işe bakan temiz kalır" diye bir hakikat vardı. Nedense hiç kimse bu sözün ne söylediği üstünde durmadı. Elin yaptığından kalp habersizdi. Dilin söylediğinden kafa bihaber. Bütün dikkatini haklı olmaya, kârlı çıkmaya, galip ve üstün gelmeye vermiş insanların hallerine bir bakın. Bu duruma nasıl gelmişlerdir Dikkat kesildikleri şeyi terk edip dikkatten kesildikleri içindir bu şaşkınlık ve aymazlıkları. Hedefini kuşanmış biçimde yola koyulmuş iken bu insanların dikkatleri masa ile ya da kasa ile dağıtılmıştır. O gün bugündür kendilerine bile odaklanamadıkları için kendilerinden uzakta yaşamaktadırlar. Onlar bu duruma "Aklım karıştı" dese de dışardan görülen "Dikkat dağılması"ndan başka bir şey değildir. pushfn('ads'); Tespih koptu, cemaat dağıldı.