Eylül Ayına İade-i İtibar

12 Eylül'de lise 1. sınıfta idim. Korku ve endişenin topyekûn toplumu sardığı bir sürecin parçasıydık. İdeolojik zamanın zihinleri iğdiş ettiği yılların çocuklarıydık. Günlerimiz kahrolsun ile yaşasın arasında geçiyordu. Kurtarılmış olan sokaklar değildi sadece, aynı zamanda kafalar ve gönüllerdi. Toplum mühendisleri ileride kendilerini vazifeli hissedecekleri koşulları bizzat kendileri hazırlıyorlardı. Önce kendi kafasıyla düşünemeyen kitleler oluşturup sonra toplumu sürüleştirmek darbecilerin en bildik taktiğidir. Bir başka tabirle söylemek gerekirse, 12 Eylül öncesi 12 Eylül sonrasının yollarını döşemek içindir. Darbe mühendisleri yapacakları kalkışmalara gerekçe bulmak için okursuz toplum oluşturmaya çalışırlar. 12 Eylül öncesi tek tip okumalarla nasıl dünyaya at gözlüğü ile bakan bağnaz kalabalıklar teşekkül etmişse 12 Eylül sonrasında da apolitik, magazin ve arabesk-pop bir kuşak oluşturulmaya çalışılmıştır. 12 Eylül kuşağı zihinsel zemini kaygan bir kuşaktır. Korku, endişe ve pişmanlık, davaya küsme ile beraber aldatılmışlık duygusunu beraberinde getirmiştir. "Dava" kelimesinin ilk kez yüksek sesle tartışıldığı bir sürece kapı aralamıştır 12 Eylül. Mustafa Kutlu'nun "Ya Tahammül Ya Sefer" hikâye kitabında bu çözülme sürecinin farklı yansımalarını görürüz. Bu sürecin bedelini hapis yatarak ödeyenlerin hikâyesi çok daha dramatiktir. Geri gelmeyecek günlerin hesabını sormak için gün sayan siyasi mahkûmların her birinin hapishane sonrası hayatları ayrı bir hikâye konusu olacak derecede derin ve bir o kadar çetrefillidir. pushfn('ads'); 12 Eylül sadece yüzümüzü değil hüznümüzü de karartmıştır. Romantizmin sonbahar esintisi jakobenizmin beyin yıkayan gürültüsüne dönüşüvermiştir. Benim de içerisinde bulunduğum yaşı yarım asrı geçmiş olan kuşağın hayat ve düşünce uyumsuzluğunda bu travmanın etkisi yadsınamaz. Her ne kadar ihtilal sırasında daha ergen sürecine yeni girmiş bile olsak hepimizin üzerinden farklı ağırlık ve etkide bir 12 Eylül geçmiştir. 12 Eylül siyasi ve ideolojik kavgaları bitirmemiş farklı uzantılarla yeni boyutlar kazandırmıştır. 12 Eylül endişeli baba döneminin başlangıç çizgisidir. Çocuklarının olaylara karışmaması değişmez nasihatleridir. Bugünün orta yaş üstü tedirgin kuşağı