Hüseyin Akın

Milli Gazete

Tek ders ve bayram sonrası bütünleme soruları

"Nerde o eski bayramlar" diye sormayacağım. Fakat başka şeyler sorma hakkımı kullanabilirim: Nerde birbirimizin gözlerinin içine baktığımız, beraberce bir ideale doğru aktığımız günler Birlikte akşam saatleri okuduğumuz tefsir derslerine ne oldu Bahçedeki o en son diktiğimiz çiçek de mi soldu Niye kimse kimsenin iyiliği için ana dilinde dua etmi

Oyun Havaları

Hayatı üzerimizde parça parça denemeye oyun denir. Ne de olsa bu kadar yoğun bir hayat insan için çok fazla bir şeydir. Bu dünya, bu gökyüzü, bu uçsuz bucaksız yollar da öyle. "Bu kadar uzun yollar yapılmasın Allah'ım" demiştim bir şiirimde. İnsan o kadar uzun yaşamıyor ki Nasıl yürüyecek sonu gelmez yolları Madem yaşamaya gücümüz yok bu kadar haya

Alemsin Be Dünya!

"İşte geldik gidiyoruz." "İki kapılı bir handayım, gidiyorum gündüz gece." "Yaş otuz beş yolun yarısı eder." "Bir insan ömrünü neye vermeli Harcanıp gidiyor ömür dediğin." Ruhsatî'ye ait şu dizelere ne demeli: "Gördüm iki kişi mezar eşiyor Gam gasavet gelmiş, boydan aşıyor Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor Gel de bu rüyayı yor deli gönül." Yaş yaşamı

"Kafama Takıldı"

Modern zamanların pedagojisi üzerine kafa yormak gerekiyor. Muhatabın değişmesiyle birlikte muhataba uygulanacak terbiye metodunda da bir takım yenilikler olmalı. Yenilik sizi korkutmasın. Eskimez olana yeni biçim ve de biçemle yaklaşmak yeni kuşakların sadece dilini çözmek değil idrakine de yakın olmak demektir. Hele bir de verdiğiniz eğitim "din

Hiç Beklediniz Mi

Bazı kelimeler vardır ki insanın yeryüzündeki serüvenini ve de karakterini tanımaya yönelik ipuçlarını çok iyi ifade eder. Kelimeyi kullanan kişi ne denli derinlikli bir şey söylediğinin çoğunlukla farkında değildir. O anki meramını muhatabına ulaştırmakla yetinir. "Beklemek" kelimesi tam da böyle bir kelime. "Baharı bekleyen kumrular gibi Sen de

Dil Kirası

Sevgili yazar Ahmet Örs'ün "Halkalarda Duranlara" (Tasfiye Dergisi Yayınları) şiir kitabı kargodan eve geleli üç gün oldu. İçindekiler içimdekilere eş sürprizler doğursun diye naylon paketi açmaya kıyamayıp beklettim. Ne de olsa Ramazan ayı içerisindeydik merakı da dizginlemek lazımdı. "Üç gün yeter" dedim, küslükler bile üç günü aşmaması gerekir.

Kendi Gözünde Görünür Olmak

Görünme duygusu var olma mücadelesinin bir parçasıdır artık. Dün -dün dedimse bugüne çok uzak dünü kastediyorum- insanlar bu kadar görünür değildi. Küçük çevrelerinde bilinir olmak onlara yetip artmaktaydı. Kitle iletişim aygıtları bilmemizin gerekmediği şeyleri merak dünyamıza soktuğu gibi görmemizin hiç icap etmediği yüzleri de görünür kıldı. Ne

Bir Gün Bir Adam Gördüm Kibrinden Ölüyordu

Kibir nedir En kısa tanımıyla, kendini kandırmaktır. Bir tür kendine karşı haddi aşmak ve adaletsiz davranmaktır. Bir şeyi ait olmayan yere yerleştirmenin adına zulüm denildiğine göre, kibir de bir zulümdür. Kişinin kendi kendisine karşı yaptığı zulüm! Sen o değilsin, ama o gibi davranıyorsun. "O" olmayan herkese tepeden bakıyorsun. Kibirli kişinin

Şair Aranıyor

-Abi bize ödül vermek için bir isim söyler misin -Nasıl ödül ne ödülü -Bu senenin edebiyat ödüllerini vereceğiz de isim arıyoruz. - Şair X var, ona verin; çok sıkı çok orijinal şiirleri var. -Galiba anlatamadım abi, iyi yazması önemli değil, ünlü olması lazım. -Anladım kardeşim, ünlü-ünsüz ayrımını dikkate almamışım. O zaman "Y" olsun. - O şu an şi

Hem Okudum Hem Yazdım

Yazmak okumaya âşıktır. Okuduğu kitaplar insana ekili alanların bereketini sunar. Her sayfa ekili bir arazi gibidir. Bu manzarayı seyretmenin güzelliği kadar mahsul devşirmenin mutluluğu da vardır. Fakat bunlardan da önemli bir şey vardır ki o da mahsulün ekicisi olmaktır. Ekmek, insana kendi hâsılasını görüp mahsulünü toplama avantajı sağlar. Kita