Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce 'İnsan', önce 'Çocuklar' çünkü...

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısında, her türlüsü ile hemen tüm gazeteleri ilk defa birleştiren, ilk defa hepsine ayni manşetleri attıran bir şey var!. Rusya'nın sivil yerleşim yerlerini bombalaması ve bu bombalamalarda ölen çocuklar.. Sadece bizim gazeteler değil.. Ulaşabildiğim bütün Batı medyası da savaştaki çocuk ölümlerini lanetliyor. Batılı liderler, savaşa en tarafsız kalanlar dahil, "çocuk ölümleri"ne sebep olanları şiddetle kınıyorlar.. Çocuklar, her şeyimiz.. İnsanlığın geleceği onlar.. Bunu ilk fark eden dünya liderlerinden biri de Mustafa Kemal Atatürk.. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı, Cumhuriyet'e, o yolla da demokrasiye gidişin başladığı günü çocuklara adadı ve o ulusal güne "Çocuk Bayramı" dedi.. Bugün, bu ülke sokaklarında başıboş gezen köpekler ya da güya sahipli ve de tasmalı "ölümcül köpekler" çocuklarda hayat boyu iz bırakacak ruhsal travmalar, depresyonlar yaşatıyor, yaralıyor, komaya sokuyor ve öldürüyorlar. Erzurum'da 6 yaşındaki Rukiye'yi köpekler parçaladı ve yediler.. Yediler resmen.. O sahneyi bir gözünüzün önüne getirin.. Medyamızda tık yok.. Antalya'da saldıran köpek sürüsünden kaçarken kamyonun altında kalan Mahra ağır yaralandı. Önce bir bacağı kesildi. Sonra öldü. Olaylar üst üste gelir, sosyal medyadaki 21. Yüzyıl Ku Klux Klan'ı diyebileceğim linç etmek için birleşmiş trollerin korkusundan kimseler sesini çıkaramazken, bir sanatçı, bir sivil toplum lideri olma sorumluluğu içinde kendini ortaya attı. Yıldız Tilbe.. Şöyle dedi Yıldız.. "Köpekler insanları yiyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk'ün, Osmanlı'nın, şehitlerin bize teslim ettiği topraklarda, onların çocuklarını yiyor. Analarını, yaşlılarını yiyor, köpekler yiyor!." . .Ve 21. Yüzyıl Ku Klux Klanları hemen harekete geçti. Yıldız'ı paramparça ettiler.. Tabii, başka sivil toplum lideri ünlüler de var. Onlar da bu hengâmeden kendilerine pay çıkarmak isteyip, o günümüz Ku Klux Klancılarının peşine takıldılar ki, "like" alsınlar.. Batasıca "like" için insanlıklarını unuttular. İki yakın arkadaşım, (Işıklar içinde yatsınlar) Tevfik'in yeğeni ve Şahin'in kızı Nevşin Mengü de Yıldız'la dalgasını geçti.. "Anahtar kelimeleri yan yana dizmiş.." Anladınız.. Anahtar kelimeler "Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti, Şehitler.." Şahan Gökbakar adlı komedyen de kendine düşeni yapmış.. "Birkaç tane daha var anahtar kelime, onları unutmuş. Eklese daha vurucu olabilirdi." Amerika'da zencileri linç eden beyazları lanetleyenler güya bu Nevşin'ler, Şahan'lar.. İnsan hakları savunucuları ya güya.. Ama ülkemizde, çocuklarımız, geleceğimiz çocuklarımız vahşice parçalanıp öldürülür, yenir yutulurken gık çıkarmayan da bunlar.. Çıkaranla dalga geçen, onu lanetleyenler de bunlar.. Bu nasıl ikiyüzlülük, bu nasıl ayıptır. Günlerdir bekliyorum.. Bu defa diş sıkıp bekliyorum, "Bu rezilliğe ses çıkaran çıkacak mı. İlle de ben mi, her defasında" dedim ve ondan bekledim.. Dün Sevgili Mevlüt kardeşim, köşesinden manşetten girdi.. Nevşin ve Şahan "Anahtar kelimeler" kullanıp toplumdan taraftar toplamaya çalışmakla itham etmişlerdi ya.. Bu ikisinin lafları Yıldız'a güya "kapak" olmuştu ya, argo tabiri ile.. Hani bir elinizi yumruk yapar, öbür avcunuzun içi ile bu yumruğun tepesine "Şaakkk" diye vurursunuz ya. O işaretin adıdır, "Kapak yapmak.." Mevlüt "Böyle Kapak Görülmedi" diye başlık atmış yazısına.. Kapağı bu defa, sosyal medya Ku Klux Klancılarına yalakalık yapan Nevşin ve Şahan' a yapmışlar. Yapan kim. Antalya'da önce bacağı kesilen, sonra ölen Mahra'nın annesi Derya Pınar.. Ve işte "KAPAK" sözleri.. "Anahtar kelimeleri yazıyorum. ÇOCUĞUM BAŞIBOŞ KÖPEKLER YÜZÜNDEN KAMYON ALTINDA KALDI, BACAĞI PARAMPARÇA OLDU VE HAYATINI KAYBETTİ! Hadi gülmeye devam edin." Allah korumuş da (Bu ülkede neyimiz Allah'a emanet değil ki), çocuklara fiziksel bir şey olmamış. Peki ama ya ruhsal. O dehşet anlarının izleri hayat boyu ruhlarını sağlıklı bırakacak mı. Kaç aile, tazminat davası açtı dersiniz. Olsa duyardık!. ..Ve Mevlüt başka gazeteler ve köşelerde pek izine rastlamadığım tüm bu bilgileri verdikten sonra diyor ki.. "Yılların kapakçısıyım, böyle kapak görmedim! Tabii bu kapak Mahra'yı geri getirmeyecek." Benim bir soruluk eklemem var, Mevlüt'e.. Bu soruyu Sevgili Ömür Gedik'e soruyorum.. İnsanı insan yapan, onu çizen, belirleyen