İran 'Çözüm'ün değil 'Sorun'un parçası!..

Önceki gün Tahran'da Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin bir araya geldiği zirvenin Türkiye açısından önemli sonuçlarından biri İran'ın Türkiye'nin bir süredir kuzey Suriye'de YPGPYDPKK gruplarına karşı düzenlediği operasyonlar konusundaki karşı tavrıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmeler sonrası basın toplantısında "Batılı ülkeler gibi terörist ayrımı yapmadıklarını, her kim sınırların güvenliği ve ülkeler için tehdit oluşturuyorsa bunları terörist kabul ettiklerini" ifade etmesine karşılık İran bu konudaki tutumunu değiştirmedi. Hamaney İran televizyonundan yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde başlatacağı muhtemel operasyonlar için, "Suriye'ye yapılacak herhangi bir askerî saldırı bölgeye zarar verecek ve teröristlere fayda sağlayacaktır" dedi. Karşılıklı nezaket söylemlerini aşmayan Tahran zirvesinin Suriye'deki krizin çözümüne katkısı beklenemez. Açık olarak bölgedeki karmaşanın Türkiye'ye yüklediği sorunların çözümünü yine Türkiye'nin güçlü ve kararlı operasyon yeteneği belirler. İran'ın sorunların çözümünde parça olmasını beklemek tam bir hayaldir. İran sorunun önemli bir aktörüdür. Suriye'de yaşananlar karşısında ilk günden beri yaptıkları, yarayı kaşıyarak "yağmadan parça koparmaktan" ibarettir. İran'ın politikasını okumak için uzun bir çetele yazmaya gerek yok, sadece Halep'te yaşanan soykırım "Tüm bölgede bir kanser hücresi gibi yayılan, mezhepçi katliamcılığını bir jeostratejik araç olarak kullanan" İran'ın sicilini özetler. "Halep'te uluslararası toplumun gözleri önünde insanlık katlediliyor" diye başlayan çok sayıda yorum İran'ın bölgedeki politikasının özetidir. "... Halepliler iki savaş suçundan birisini tercih etmeye zorlanıyor: Ya toplu olarak katledilecekler, yakılacaklar, tecavüze uğrayacaklar ya da evlerinden zorla çıkarılacaklar. Türkiye, Halep halkını İran'ın komutasındaki teröristlerin ve Esad şebbihalarının katliamlarından korumaya çalışıyor. Rusya ile varılan bir mutabakat söz konusu fakat İran'ın komutasındaki teröristler Haleplilerin İdlib'e naklini engelliyor. Çarşamba günü anlaşmayı tanımadıklarını açıkladılar ve ilk konvoya keskin nişancılarla saldırdılar." Rusya'nın ateşkes konusunda ne kadar samimi olduğunu tartışabiliriz ama kesin olan şey, İran'ın henüz Suriye'de akıttığı Suriyeli kanından doymadığıdır.() Türkiye aleyhine yürütülen "İran-Batı iş birliği"ne içeriden kulp takanlar gerideki tarihî süreci nereye sıkıştıracaklar Kanuni döneminde elçilik yapan Ogier G. Busbecg, İran'ın Avrupa için üstlendiği rolü anlatırken "Türklerin düzenini bizimkiyle kıyasladığımızda geleceğin başımıza getireceklerini düşünüyor ve ürküyorum! Onlarda güçlü bir imparatorluğun kaynakları,