Dezenformasyonu, yalan haberi önlemek amacıyla hazırlanan tasarıya itiraz etmişlerdi. Kendilerine göre haklıydılar. Yalan dezenformasyon kurgu yoksa, CHP ve medyası nasıl çalışsın, n'apsın! Bunu samimiyetle söylüyorum, abartmıyorum. Mesela CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun (bir fotoğrafa atfen) Yediiklim Yayınevi'ni ziyaret ettiğini iddia ediyor. Bir de hesap soruyor; "Senin ne işin var orada Niye gittin oraya" diyor. (Böylece siyaset yapmış oluyor.) Nerden çıkıyor bu iddia Kaynağı mabadı olan CHP'ye yakın medyadan. Sayın Soylu açıklıyor; "Ankara'da Bakanlık Eğitim Binamızda kaymakam adaylarımızla çektirdiğimiz fotoğrafı, KPSS ile ilgili malum dershanenin ziyareti olduğu yalanını söylüyorlar. Ahlak fukaraları" Ne diyeceksin şimdi.. Utanma sıkılma yok. Araştırmaya gerek yok. Salla gitsin. Sadece yalan söylemiyorlar, söylettiriyorlar da. Yalan kurgu gırla... Kılıçdaroğlu'nun ziyareti öncesi CHP'li il ve ilçe başkanı bir vatandaşın evine gitmiş. Elektriği kesik olmadığı halde vaatlerle elektriğinin kesik olduğunu söylettirmişler. Verilen sözleri yerine getirmeyince o vatandaş isyan etmiş. Ve dahi her şeyi tek tek ifşa etmiş. (Rahatlığa bak. Söz vermişler, yerine getirmemişler. 'Yalanım ortaya çıkar' diye bir korkuları da yok. Kurgula, oynat gitsin. 'Ortaya çıksa da bizim kitle sorgulamaz, ne de olsa tuvalet terliğinden iyiyiz' konforu bu!) İletişim Başkanı Fahrettin