3 yıldır tartışılıyor. Yeter de artar bile... Bir ton laf etmeye gerek yok. Kılıçdaroğlu aktivist modunda bol aksiyonlu siyaset yaparak, her seçim öncesi yaptığı gibi bolca nefret saçarak ortalıkta geziniyor. "Asacam, kesecem, kavga edecem" deyip duruyor. Kendince aday olarak kendini tarif ediyor. Anlaşılmayacak bi'şey yok. Sene başında en üst perdeden ilan edilmiş. CHP'nin Engin Altay'ı; "CHP'ye oy veren ve üye olan herkesin gönlündeki aday Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur." demiş... Diğer CHP Kurmayı Özel: "Cumhurbaşkanlığı için gönlümüzden geçen aday genel başkanımızdır" demiş... Birkaç gün önce Engin Altay CHP mitinginde bir daha hatırlattı: "Mırın kırın etmenin anlamı kalmadı. 'Gönlümüzün adayı Kılıçdaroğlu' deniyordu, o 'gönlümüzün' kısmı biraz kalktı. CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu'dur..." Bu kadar işte. O kadar mırın kırın etmeye gerek var mıydı 'Gönlümüzün' kısmı kalkmış!.. Yani Kılıçdaroğlu aday olacak. İmamoğlu ve Yavaş'a nota verilmişti zaten. Yani parti içindeki muhtemel rakipler ekarte edildi. Onlar işlerine bakacak. Özellikle İmamoğlu kendini çok hazırlamıştı ama bu saatten sonra yapacak bi'şey yok... Vız gelecek tırıs gidecek, tatile, yüzmeye, kaymaya devam edecek. Yine üzülecek!.. Haa şimdi gelelim 6'lı yuvarlak masaya. Ve o masayı ayakta tutan görünmez payandaya... HDP'den söz ediyoruz elbette. HDP olmazsa 6'sını toplasan yüzde 40'ı