Basının ve edebiyatın işlevi

Kişinin kendini ifade etmesi en temel insan hakkıdır. Bu hak aynı zamanda demokrasinin insana verdiği bir sorumluluktur, görevdir. Evrenseldir de.Demokrasisi gelişmiş ülkeler, aslında basını da gelişmiş ülkelerdir. Basın, demokrasinin vazgeçilmez kalesidir. Basın demokrasinin olmazsa olmazı ise işlevini yerine getirmesi için de demokrasi olmazsa olmaz!Türkiye hukuktan başlayarak tüm hakların rafa kalktığı bir dönemden geçiyor. Bu nedenle 24 Temmuz'u Sansürün Kaldırılış Yıldönümü olarak kutlayamamak, gizli ve açık sansürün sürdüğünü dile getirmek demektir ki bu durum, demokrasi adına da basın adına da üzüntü ve kaygı vericidir. İşte bir 24 Temmuz daha böyle geçti!Tüm bunların temelinde yatan da ekonominin ve yönetimin bozulması, yoksulluğun artması değil mi4. GÜÇDemokrasilerin vazgeçilmez 4. gücü basındır. Yasama, yürütme, yargı erkinden sonra gelir. İlk üçünün bağımsızlığını tanımayan bu iktidarın, 4. gücü tanıması beklenemez. Bu yüzden de basın çalışanları hep baskı altındadır. Oysa basının işlevi, kendisi için değil toplum içindir. Üç ana başlıkta toplanabilecek işlevi vardır: 1- Haber verme işlevi. 2- Denetim-eleştiri işlevi. 3- Kamuoyu oluşturma işlevi.Son yıllarda gazetecilerin ekonomik, sosyal, siyasal baskı altında olmaları, tutuklanmaları, hapsedilmeleri, mesleklerini yapamayacak ortam yaratılması kabul edilemez. Kişiliksiz, etkisiz bir basın yerleşir. Böyle bir ortam da demokrasiye yakışmaz. Bundan en çok zararı demokrasi görür, halk görür.EDEBİYATIN İŞLEVİEdebiyat da insan içindir, toplum içindir. Bir edebiyatçı kendi için değil toplum için yazar. Kendini anlatsa da bu topluma dönük değerlendirmedir. Bu nedenle gerçekçi ve toplumcu edebiyatın tıpkı gazetecilerin karşılaştığı suçlamalarla karşı karşıya kalması bu yüzdendir.Oysa kişinin kendini ifade etmesi evrensel insan hakkıyken sorgulanırlar. Türk edebiyatında bunun da çok acı örnekleri vardır. Şairden romancıya, öykücüden oyun yazarına, çevirmenden eleştirmene varıncaya kadar edebiyatın işlevini yerine getirmeye çalışan edebiyatçıların sesleri kısılmaya çalışılmıştır.Geçen yazımda eleştirmen Asım Bezirci'den söz etmiştim. Bugün de 23 Temmuz 2008'de 14 yıl önce yitirdiğimiz, onun yatılı okul arkadaşı Fethi Naci'yi anmak isterim.FETHİ NACİFethi Naci, bir cümlesiyle edebiyat çevrelerinde fırtınalar koparan bir eleştirmendi. En saygın ödüller aldı. En saygın ödüllerde seçici kurul üyesi oldu. Gazetelerde, dergilerde yazdı. Kitaplar yayımladı. Üzerine kitaplar yazıldı.1997'de Semih Gümüş, Fethi Naci'ye Armağan kitabını yayımladı. 1998'de