Uyuşturucu kaçakçılığı ve ticaretinin cezası

SoruKur'an'da uyuşturucu maddelerin haram ve yasak olduğuna dair bir ayet yok, hadislerde de yok; şu halde neye dayanarak uyuşturucu haramdır diyorsunuz ve bunun ticaretini yapanlara ceza verilmesini meşru görüyorsunuzCevapBöyle bir soruyu aklı ve vicdanı yerinde olan bir kimsenin sormasını mümkün görmüyorum, ama yine de bilgi tazelemek için bir cevap yazmayı uygun gördüm.Uyuşturucu maddeleri, tıbbi zaruretler dışında kullanmak üzere üretmek, alıp satmak, bulundurmak hemen bütün ülkelerde yasaklanmıştır. Uyuşturucu alışkanlığı, insanı insanlığından çıkaran, onu uyuşturucuya esir eden, bağımlı hale getiren bir iptiladır. Bu alışkanlıkla mücadele etmek bütün insanların başta gelen ödevleri olmalıdır. İnsanlara bu ölçüde zarar verme pahasına para kazanmak bir insanlık suçudur. Bu suçun da kendi ağırlığına uygun bir cezası olmalıdır. Hangi cezanın uygun olduğu ve ceza yanında ne gibi eğitici tedbirlerin alınması gerektiği konusu yıllardır tartışılmakta, çeşitli ülkelerde farklı cezalar ve tedbirler uygulanmaktadır.Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu çağda, özellikle Arap yarımadası ve yakın çevresinde insanlar uyuşturucuyu bilmiyorlar, keyif verici ve sarhoş edici olmak üzere alkollü içki ve bilhassa şarap kullanıyorlardı. Kur'an ve Sünnet insanın hayatını, sağlığını, aklını tehdit eden, bunlar için tehlike teşkil eden nesnelerin vücuda alınmasını yasakladığı gibi malın korunmasını da emretmiş, boş, faydasız, zararlı sarf mânâsında israfı şiddetle kınamıştır. Uyuşturucu kullanımı da bu genel yasaklama çerçevesine girmektedir; çünkü kullanan kimselerin akıl, ruh ve beden sağlığını bozmakta, kamu düzenine zarar vermekte, yeni nesilleri dejenere etmekte ve malın boş yere ve zararlı sonuçlar verecek şekilde harcanmasına sebep olmaktadır. Şu halde İslâm'a göre de uyuşturucu kullanımı, alım-satımı, üretimi, bulundurulması mutlaka önlenmelidir. Önleyici tedbir olarak eğitim başta gelmekle beraber kötü niyetli, merhametsiz, hırslı, insanlık düşmanı üretici ve kaçakçılara da caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.İslâm'da (şeriatta) cezalar hadler, kısas ve tazîr şeklinde üç nevidir. Hadler suç ve ceza olarak ayetler ve hadislerle belirlenmiştir; bunların içinde uyuşturucu ile ilgili bir suç yoktur. Kısas, öldürme ve yaralama suçlarında uygulanmaktadır. Bu iki nevi suçun dışında kalan suçlar tazîr çerçevesine girmekte, takdiri, tarifi ve cezası ümmetin temsilcilerine (yöneticilere, ulü'l-emre) bırakılmış bulunmaktadır. Temsilciler meclisi konuyu görüşecek, toplu içtihat yoluyla bir çözüm paketi getirecektir. Bunun içinde ceza da bulunacak, bu ceza içtihat yoluyla şeriata dâhil edilecektir. İçtihat yoluyla şeriata dâhil edilen diğer hükümler gibi bunda da ümmetin ihtilaf etmesi, farklı cezaların teklif edilmesi tabiidir. Bu durumda devlet başkanı ve temsilciler, kabul edilen kanun çıkarma usulüne göre hangi cezayı kanunlaştırmaya karar vermişlerse ülkede o ceza uygulanacak ve bu ceza şeriata (İslâm) uygun görülecektir. Bu cezanın ölüm (idam) olması da mümkün ve caizdir.SoruSağlık taraması hakkında.Sizlerden, toplumda yaygın olarak yapılan tarama testleri ve muayeneleri hakkındaki görüşünüzü istirham edeceğim. Bilindiği