Yine aynı yerde, en baştan...

Sismoloji ve inşaat mühendisliğini çok konuştuk, daha da konuşuruz. Lakin "depremlerin sosyal tarihi" de az öğretici değildir. Bilen bilir... Çeşme'nin tam karşısında Sakız Adası vardır. Mübalağadır ama adadaki horoz seslerinin bazen Çeşme'den işitildiği söylenir. 3 Nisan 1881'de Sakız Adası'nda binlerce insanın kaybına yol açan bir deprem yaşandığını bilir misiniz peki O dönem nüfusu Rum ağırlıklı olan Çeşme, Alaçatı ve Çiftlikköy de ağır biçimde etkilendi depremden... Osmanlı kayıtlarında bu üç bölgede 2700 evin yıkıldığı, 50 kişinin öldüğü yazılı. Üstelik kısa süre sonra, yani 12 Haziran'da bir deprem daha sarstı oraları. Ama iş o kadarla kalmamış... Neci olduğu pek çıkartılamayan Sidney Smith adında bir şahıs bu bölgede "yakın zamanda büyük bir deprem daha olacağını" iddia ediyormuş. Demek ki, "deprem kehanetleri"yle ortalığa tedirginlik salanlar o zaman da eksik değilmiş... Gerçekten de iki buçuk yıl sonra 15 Ekim 1883 Pazartesi günü, tarihinin en büyük deprem yıkımını yaşamış Çeşme... Kayıtlara göre Çeşme'den Urla'ya kadar tek bir yapı bile ayakta kalamamış. Tercüman-ı Hakikat Gazetesi "deprem öncesi Alaçatı'ya yakın dağların altından gelen gürültülerin" halkı ana sarsıntıdan önce uyardığını yazmış. Sultan Abdülhamid'in özel temsilci olarak deprem bölgesine gönderdiği Miralay Süleyman Bey'in raporuna göre sadece 118 kişinin ölmesinde öncü sarsıntıların halkı sokağa çıkmaya sevk etmesinin payı varmış. Sonra ne olmuş İnsanlar başka diyarlara mı taşınmışlar Hayır!